Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/243 E. 2011/141 K. 18.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/243
KARAR NO : 2011/141
KARAR TARİHİ : 18.01.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalı işveren nezdinde 1.11.2005-4.10.2007 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı işveren Şirkete ait (1132031) nolu işyerinde 01.11.2005 ile 04.10.2007 tarihleri arasında çalıştığının ve 01.11.2005 – 11.01.2007 tarihleri arasında yatırılmayan sigorta primlerinin yatırılması gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacının (1132031) sicil nolu iş yerinde 11.1.2007 tarihinde işe girdiğine dair imzalı, işe giriş bildirgesi verildiği, davalı işyerinden 11.1.2007-4.10.2007 tarihleri arasında 205 gün bildirimde bulunulduğu, işyerinin yasa kapsamına alınma tarihinin belli olmadığı, 2007 yılı için Kuruma bildirilen dönemlerde ücret bordrolarının düzenlendiği, davacının işverene verdiği 15.6.2007 tarihli imzalı izin dilekçesinde “..şirketinizde 11.1.2007 tarihinden beri sigortalı olarak çalışmaktayım..” şeklinde beyanının bulunduğu, mahkeme huzurunda hem işe giriş bildirgesindeki hem de izin dilekçesindeki imzaların davacı tarafından kabul edildiği, davacı ile davalı şirket temsilcisi arasında davacının 10.5.2007-10.5.2008 tarihleri arasında usta öğretici olarak çalışmak üzere iş sözleşmesinin imzalandığı, davacının davalı şirkete ait anaokulunda usta öğretici olarak 10.5.2007 tarihinde işe başladığının İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirildiği anlaşılmaktadır.
Gerçekten, davacının işyerindeki çalışmaları 11.1.2007 tarihli davacının imzasını taşıyan işe giriş bildirgesi ile Kuruma tam olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak primleri ödenmiştir. Uyuşmazlık davacının 1.11.2005-11.1.2007 tarihleri arasında davalı işyerinde çalışmış olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Resmi belgelerin bulunması ispat şekli bakımından artık imzalı belgelerin önüne geçer. Resmi belge ve yazılı delillerin aksi ancak başka bir yazılı belge ile ispatlanabilir. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığı yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten davacının davalı şirkete ait anaokulunda 1.11.2005 tarihinden itibaren Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilmiş bir çalışmasının olup olmadığı araştırılmamıştır. Eğer davacının 1.11.2007 tarihi öncesinde ve 1.11.2005 tarihinden itibaren resmi olarak Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilmiş bir çalışması olduğu anlaşılırsa, artık bu resmi bildirim davacı tarafından atılmış imzalı belgelerin önüne geçeceğinden, bildirilen bu sürelere ilişkin tespite karar vermek gerekecek, aksi halde ise Kuruma bildirilme tarihi öncesinin şimdiki gibi reddi gerekecektir.
Yapılacak iş, davacının davalı şirkete ait ana okulunda usta öğretici olarak 1.11.2005 tarihinden itibaren Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilmiş bir çalışmasının bulunup-bulunmadığının araştırılıp, eğer davacının 1.11.2007 tarihi öncesinde ve 1.11.2005 tarihinden itibaren resmi olarak Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilmiş bir çalışması olduğu anlaşılırsa, 1.11.2007 tarihi öncesinde bildirilen bu sürelere ilişkin tespit kararı vermek , aksi halde ise şimdiki gibi davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.