Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/2241 E. 2011/2516 K. 21.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/2241
KARAR NO : 2011/2516
KARAR TARİHİ : 21.03.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 1.7.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, Kurumun geçersiz saydığı 20.4.1982-1.4.1985 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık sürelerinin geçerli olduğunun, 1.7.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığını hak kazandığının tesbiti ve aksi Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile davacının 20.4.1982-1.4.1985 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğunun, 1.7.2008 tahsis tarihini takip eden aybaşı olan 1.8.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığını hak kazandığının tesbiti ile aksi Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı yasanın 24. maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için, kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı yasa, …’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 8.12.1980-1.1.1981, 1.4.1985-7.5.1986, 1.12.1986-10.9.1990 ve 28.4.2004-31.3.2005 tarihleri arasında vergi, 4.4.1985-20.4.2004 tarihleri arasında Çorum Esnaf ve Sanatkarlar Odası , 31.8.1985-22.4.2004 tarihleri arasında Bayat Şoförler ve Otomobilciler Odası, , 3.4.1985-25.5.1995 ve 5.12.1988-15.12.1997 tarihleri arasında da Bayat Esnaf ve Sanatkarlar Odasında, 4.4.1985-26.4.2004 tarihleri arasında da sicil kaydının bulunduğu, 1985 yılı içerisinde verildiği anlaşılan giriş bildirgesine göre vergi kaydı esas alınarak 1.4.1985 tarihinde sigortalı olarak kayıt ve tescilinin yapılığı, daha sonra Kurum davacının vergi dairesindeki kaydının 8.12.1980-10.9.1990 olarak bildirilmesi üzerinde davacının sigortalılık başlangıcını 26.4.2004 tarihli işlemle 20.4.1982 tarihi olarak düzlettiği, davacının 5.7.1991 tarihinden itibaren pirimlerini düzensiz ödediği ve en son 5510 sayılı Yasa ile getirilen yapılandırma kapsamında 1.7.2008 tarihinde yaptığı toplu ödeme ile tüm borçlarını ödediği ve 1.7.2008 tahsis talebi üzerine Kurumca sigortalılığının 1.4.1985-26.4.2004 ve 28.4.2004-31.3.2005 arasında 19 yıl 11 ay 28 gün olduğu bildirilerek aylık bağlanmadığı anlaşılmaktadır
Somut olayda davacının vergi, oda ve sicil kaydının bulunmadığı uyuşmazlık dönemi olan 20.4.1982-1.4.1985 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edilmesi yasal olarak mümkün değildir. Yerel Mahkeme tarafından davacının bu döneme ait primleri ödediği ve ödenen bu primlerin Kurumca uzun süre kullandığından bahisle Medeni Kanunun 2 Maddesindeki dürüstlük kuralı çerçevesinde uyuşmazlık dönemine yönelik sigortalılık isteminin kabulüne karar verilmiştir. Oysa davacının 1985 yılında Kuruma verilen giriş bildirgesi üzerine vergi kaydı esas alınarak 1.4.1985 tarihinde sigortalı olarak kabul ve tescilinin yapıldığı, yeniden sigortalılık durumunun değerlendirilmesi üzerine vergi kayıtları hatalı bildirildiğinden sigortalılık başlangıcının 20.4.1982 tarihine çekildiği ve işlemin yapıldığı tarih olan 28.4.2004 tarihinden öncesine ait uyuşmazlık dönemi için bir prim ödemesi söz konusu olamayacağından, bu işlem tarihinden sonraki yapılan ödemelerinde 2005 ve 2008 yıllarında toplu olarak yapılmış olmasına göre bu ödemelerin uyuşmazlık dönemlerini kapsaması halinde dahi artık “ uyuşmazlık dönemi için tahsil edilen primin uzun süre kullanımından” bahsedilemeyeceğinden 20.4.1982-1.4.1985 tarihleri arasında sigortalılık isteminin reddi ile kalan sürelerde yaşlılık aylığı koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde koşulları bulunmayandan uyuşmazlık döneminde davacının sigortalı kabul edilerek sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.3.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.