Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/1737 E. 2011/2177 K. 14.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1737
KARAR NO : 2011/2177
KARAR TARİHİ : 14.03.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı,… sigortalılığının 31.5.1992 tarihinden itibari ile durdurulması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 1479 sayılı yasa kapsamında … sigortalılığının durdurulması istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının, … sigortalılığının31.05.1992 tarihi itibari ile durdurulmasına karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının vergi kaydı nedeni ile ile 15.08.1984 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak tescil edildiği, Kurum tarafından 15.8.1984-11.12.1992; 17.01.1995-01.01.1998 tarihleri arasında 11 yıl 3 ay 10 gün … sigortalısı olarak kabul edildiği, vergi kaydının 15.08.1992-11.12.1992; 17.01.1995-01.01.1998 tarihleri arasında, Oda kaydı ve Esnaf sicil Kaydının bulunmadığı, aynı dönemde 23.07.1992-31.12.1992 tarihleri arasında 159 gün, 01.02.1993-28.02.1993 tarihleri arasında 28 gün, 011.07.1993-30.11.1993 tarihleri arasında 150 gün, 15.04.1994- tarihinden itibaren 30 gün, 15.05.1994-15.07.1994 tarihleri arasında 50 gün ve 01.08.1994-30.12.1994 tarihleri arasında 120 gün, 01.03.1995-30..12.1995 tarihleri arasında 300 gün, 01.02.1996-30.04.1996 tarihleri arasında 90 gün, 01.05.1996-31.12.1996 tarihleri arasında 240 gün, 15.02.1997-31.12.1997 tarihleri arasında 317 gün 15.02.1998-31.12.1998 tarihleri arasında 317 gün 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmasının bulunduğu, 1479 sayılı Yasa kapsamında … sigortalısı olarak 1992 yılı prim affından yararlanarak prim borçlarını ödediği ayrıca 2002, 2006 ve 2007 yıllarında da prim ödemesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
17.04.2008 gün ve 5754 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 73.maddesi ile eklenen ve 30.4.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanunun geçici.17 maddesinde; Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığının durdurulacağı, Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilemeyeceği ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyeceği, Kurum alacakları arasında yer verilmeyeceği bildirilmiştir.
Somut olayda davacının ödediği primler 31.5.1992 tarihine kadarki sigortalılık süresinin prim borcunu karşıladığından 1.6.1992-11.12.1992 ve 17.05.1995-10.10.1998 tarihleri arasındaki dönem yönünden 5 yıl ve daha fazla süre bulunmadığından 5510 sayılı Yasanın geçici 17 maddesinin somut olaya uygulanması mümkün değildir.
Ancak 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasanın 33 maddesi ile değiştirilen 5510 Sayılı Yasanın sigortalılık hallerinin birleşmesi başlıklı 53/1 maddesinde ise “Sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde, öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı” belirtilmiştir.
Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyeceklerdir. Ancak devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını
doğuracaktır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında somut olayda sigortalı yararına olan 1.3.2011 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 6111 Sayılı Yasanın 33 maddesi ile değişik 53/1 maddesinin yürürlüğe girme tarihinden itibaren tamamlanmamış hukuki durumlara uygulanacağının kabulü gerekir.
Bu nedenle; somut olaya 6111 Sayılı Yasanın 33 maddesi ile değişik 5510 sayılı Yasanın 53/1 maddesi uygulanarak, 1479 sayılı Yasa kapsamında … sigortalılığının durdurulmasını istediği 31.05.1992 tarihinden sonraki dönem için 506 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı çalışmaları ile çakışan süreler için 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığı geçerlilik tanımak, çakışmayan süreler yönünden ise 1479 sayılı Yasa kapsamında Esnaf … sigortalılığına geçerlilik tanınması gerekir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile sonuca gidilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.