Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/1532 E. 2011/1765 K. 01.03.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/1532
KARAR NO : 2011/1765
KARAR TARİHİ : 01.03.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, murisinin iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-HUMK.’nun 427. maddesindeki parasal sınırları değiştiren 5219 sayılı Yasa’nın 2/c maddesi ile 21.07.2004 tarihinden itibaren verilecek kararlarda 40,00.-TL olan kesinlik sınırı 1.000,00.-TL’ye çıkarılmıştır. Diğer bir deyişle, 21.07.2004 tarihinden itibaren verilen kararların temyiz edilebilmesi için hüküm altına alınan miktarın 1.000,00.-TL’yi geçmesi gerekir. Bu parasal sınır, 2006 yılında 1.090,00.-TL ve 2007 yılında 1.170,00.-TL olarak uygulanmıştır. Öte yandan, 17.11.2007 gün ve 26703 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen Maliye Bakanlığı’na ait 377 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, 2007 yılı için belirlenen yeniden değerlendirme oranı % 7,2 olarak öngörülmüştür. Buna göre, 2008 yılında mahkemelerce verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 1.250,00.-TL’sini geçmesi gerekir. Öte yandan, 20.11.2008 gün ve 27060 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen Maliye Bakanlığı’na ait 387 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, 2008 yılı için belirlenen yeniden değerlendirme oranı % 12 olarak öngörülmüştür. Buna göre, 2009 yılında mahkemelerce verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 1.400,00.-TL’ geçmesi gerekir.
İnceleme konusu karar, bu tarihten sonra verilmiş ve temyiz konusu dava değeri maddi tezminat yönünden 1.348,95 TL olup, bu durumda hüküm kesin nitelik taşıdığından, 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde tutularak, davalı vekilinin davacı yararına maddi tazminat verilmesine ilişkin hükme yönelik temyiz dilekçesinin kararın kesinlik sınırları içinde kalması nedeniyle REDDİNE
2- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
3-Dava 12.04.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 10 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, ve manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmişse de manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının iş kazası sonucu % 10 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 40, davalı işverenin % 60 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 12.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 18.000,00-TL’sine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
“1- Davacının maddi tazminat isteminin kabulü, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile, 1.348,95 TL maddi tazminat ile takdiren 12.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 13.348,95-TL tazminatın olay tarihi olan 12.04.2007 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla maddi ve manevi tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gereken 720,84-TL ilam harcınının peşin alınan 742,50-TL’den indirimi ile fazla alınan 21,66-TL harç giderinin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya geri verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 13,10-TL başvurma harcı ile karar ilam harcından mahsup edilen 720,84-TL peşin nispi harç miktarı olmak üzere toplam 733,94-TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Reddedilen ve kabul edilen miktarlar nazara alınarak, davacı tarafça yapılan toplam 533,50-TL yargılama giderinden takdiren 110,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davacı yararına hüküm altına alınan tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 2.015,00 -TL, avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davalı yararına reddedilen tazminat miktarı üzerinden 2.015,00 -TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 01.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.