YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13866
KARAR NO : 2012/11691
KARAR TARİHİ : 19.06.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, prim borcuna ilişkin kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının geçmişte yönetim kurulu üyesi olduğu …Tekstil Deri Pazarlama Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ne ait prim, özel iletişim vergisi, işsizlik primi, damga vergisi ve takip masraflarından oluşan borçlarının davacı tarafından ödenmesinin talep edildiği talebin haksız olduğu gerekçesi ile davalı kurumun 25/06/2010 tarihli ve 10038893 sayılı işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa’nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerin üst düzey yönetici ve yetkililerin Kurum’a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere “üst düzey yönetici” kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 317. maddesine göre Anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir.
Öte yandan süresinde ödenmeyen prim ve diğer kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa’nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa’da gösterilmiştir. 6183 sayılı Yasa’nın mükerrer 35. maddesinde tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen ve tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerinin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerince tahsil edileceği bildirilmişse de 506 sayılı Yasa 6183 sayılı Yasa’ya nazaran özel bir yasa olup uygulanma önceliğine sahiptir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı Kurumun davacının ortağı olduğu …Tekstil Deri Pazarlama A.Ş aleyhine 2002/6-12 aylar prim borçları için 2003/10275 sayılı , 2002/6-11 aylar için işsizlik prim borçları için 2003/10277 sayılı, 2003/12,2004/2-6 damga vergisi borçları için 2005/17495 sayılı, 2003/1,3-9 aylar ÖİV borçalrı için 2005/17494 sayılı, 2003/2,6,7,8,9,12, 2004/2,3,5 dönemler işsizlik sigortası prim borcu için 2005/17492 sayılı, 2003/2,6,7,8,9,12, 2004/2,3,5,6 dönemler prim borcu için 2005/17491 sayılı dosyalar ile icra takibi başlattığı, 25.06.2010 tarih ve 10039023 sayılı yazısı ile davacıya yönetim kurulu üyesi olduğu döneme ilişkin 148,300,000 TL borcu olduğunu, 7 gün içerisinde ödenmemesi halinde cebri icra yoluyla tahsil edileceğini bildirdiği, bu yazı davacıya 06/07/2010 tarihinde tebliğ edildiği, davacının söz konusu kurum işleminin iptali ve borçlu olmadığının tespitini telep etmiş olmasına rağmen mahkemece davacının kuruma borcu olup olmadığı, varsa borçlu olduğu miktar tespit edilmeden borcun şirketten tahsil edilip edilemeyeceğinin belli olmaması şeklindeki gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; işin esasına girilerek davacının dava konusu prim borçları nedeniyle sorumlu tutulabileceği borç miktarı belirlenerek hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuksal olguları dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.