Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/13736 E. 2012/11296 K. 14.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13736
KARAR NO : 2012/11296
KARAR TARİHİ : 14.06.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalıya ait işyerinde 12.09.1987-31.03.1999 tarihleri arasında geçen çalışmaların kesintisiz olduğunun ve Kuruma eksik bildirilen sürenin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olması, işin mevsimlik iş olması ve çalışmanın kesintili olması nedenleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı Şirket adına tescilli 12802156 sicil numaralı işyerinden davacının 12.09.1987 ve 12.10.1988 tarihlerinde işe başladığını gösterir işe giriş bildirgelerinin verildiği ve dönem bordrolarından davacının 1988/1.dönem 63 gün, 1988/3. dönem 18 gün çalışmasının olduğunun bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Uyuşmazlık nitelikçe 506 sayılı Yasanın 79. maddesinden kaynaklanan davalı işyerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen hizmet süresinin tespitine ilişkindir. Bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, işin niteliği, sürekli veya sezonluk nitelikte olup olmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilir ise de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve uyuşmazlık konusu dönemi kapsar biçimde çalışmaları işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.

Somut olayda; davacının çalışmalarının, 12.09.1987-31.03.1999 tarihleri arasında davalı işveren tarafından kısmi olarak bildirildiği, duruşmada dinlenen tanıklar davacının çalışmasının sürekli olduğunu bildirmelerine ve işveren tarafından verilen dönem bordrolarının hiçbir kesintiye uğramadığı, süreklilik arzettiği gözardı edilerek işin mevsimlik iş olduğu kanaatine varılarak, çalışılan iş yerinin niteliğinin, özellikle davacı tarafından yapılan işin devamlılık arz eden bir iş olup olmadığı ile sezonluk niteliğinde olup olmadığının kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiş olması, bu husus açıklığa kavuşturulmadan yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş olması isabetli bulunmamaktadır.
Öte yandan mahkemece hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesine dayanılması da isabetsiz olmuştur. Davalı tarafından işe giriş bildirgesi verildiği anlaşılmakla hak düşürücü sürenin işlemeyeceği, kaldı ki davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığı tespit edilse dahi, ara dönemlerde hizmet akdinin askıda olduğu ve bu nedenle hak düşürücü sürenin işlemeyeceğinin gözardı edilmesi de isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; işin süreklilik arz edip etmediğini, sezonluk nitelikte ise davacının tespitini istediği dönemdeki çalışmasının davacının yaşı da dikkate alınarak sezonluk mu yoksa çalıştığı bölüm itibarı ile tüm senelik mi olduğunu, günde kaç saat çalışıldığını belirlemek, işin mevsimlik iş olup olmadığı ve mevsimlik ise sezonun başlama ve sona erme tarihlerinin, gerektiğinde mahkemece keşif yapılarak ve ihtilaflı dönemin tamamında çalışması bulunan bordro tanıkları dinlenerek bunların ifadeleri ile yetinilmemesi halinde Belediye ve zabıta aracılığıyla, aynı işi yapan komşu iş yerlerinin işveren ve çalışanları tespit edilip ifadelerine başvurularak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 14/06/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.