Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/13586 E. 2012/10498 K. 07.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13586
KARAR NO : 2012/10498
KARAR TARİHİ : 07.06.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, oda kaydının sona erdiği 07/02/2000 tarihine kadar zorunlu … sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Dava, davacının oda kaydının sona erdiği 07.02.2000 tarihine kadar zorunlu Esnaf … sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının uyuşmazlık konusu dönemde yurtdışında olduğu, bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 16.02.1978 tarihli bildirgeye göre 15.02.1978 tarihli oda kaydı nedeniyle aynı tarihi itibariyle tescil edildiği,01.01.1978-31.12.1982 arası vergi kaydı,15.02.1978-07.02.2000 arası oda kaydının bulunduğu, başkaca bir kaydının olmadığı,23.03.2006 tarihli Kurum komisyon kararına göre davacının kayıtlı olduğu odaya ait üyeliğin başlangıcına ilişkin yönetim kurulu kararı bulunmadığı ve üye kayıt defterinin müteselsil sıra takip etmediği gerekçesiyle oda kaydının geçersiz sayıldığı ve Esnaf … sigortalılığını vergi kaydına göre 15.02.1978-20.04.1982 olarak belirlediği, tanık beyanlarına göre de davacının 1990 yılından sonra 10-15 yıl yurtdışında kaldığı anlaşılmaktadır.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu … sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu … sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu … sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu … sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Davacının 1479 sayılı Yasa gereği tescili 1978 yılında yapılmış olmakla, 1978 yılında yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasanın 24.maddesi gereğince oda kaydının geçersiz sayılması durumunda oda ve vergi kaydının bulunmadığı uyuşmazlık konusu döneme ilişkin sigortalılık koşullarının oluşmadığı ortadadır. Ne var ki, davacının icraya verildiği anlaşıldığından uyuşmazlık konusu dönem olan 20.04.1982-07.02.2000 tarihleri arasına ilişkin primlerinin rızaen veya icra yoluyla ya da af ile tahsil edilmiş olması halinde, tahsil edilen primler davalı Kurum tarafından uzun süre kullanılmış olacağından Kurumun bu süreyi iptal etmesi Medeni Kanunun 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağından bu süreyi de sigortalılık süresi olarak kabul etmek gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1.10.1997 gün ve 1997/10-578 Esas, 1997/758 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Yapılacak iş; davacının hangi tarihler arasında yurtdışında kaldığını Emniyet Genel Müdürlüğünden sormak, pasaport kayıtlarını getirtmek, kendi nam ve hesabına çalıma olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğini tespit etmek, uyuşmazlık konusu olan 20.04.1982-07.02.2000 tarihleri arasına ilişkin primlerin rızaen veya icra yoluyla yada affı ile tahsil edilip edilmediğini ve tahsil edilmiş ise hangi tarihte tahsil edildiğini Kurumdan sormak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.06.2012 gününde oy birliği ile karar verildi.