YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/13512
KARAR NO : 2011/6283
KARAR TARİHİ : 12.07.2011
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 70.182,26 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi vede duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.7.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat … geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 01.08.1997 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu %60 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının, 08.12.1998 tarihinde iş kazasına bağlı olarak öldüğünden bahisle hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar murisinin 01.08.1997 tarihinde iş kazası geçirdiği ve bu kaza sonunda %60 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, 08.12.1998 tarihinde, ölümü nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun hak sahiplerine ölüm geliri bağladığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 01.08.1997 tarihinde meydana gelen iş kazası ile 08.12.1998 tarihli ölüm olayı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar hak sahiplerine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası kolundan ölüm geliri bağlanmış ise de, kurumun bu işlemi 506 sayılı Yasanın 23/son maddesindeki “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün %50 veya daha fazlasını kaybederek sürekli iş göremezlik geliri almakta iken ölüm halinde, ölümün maluliyete esas olan iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın hak sahiplerine gelir bağlanacağına ilişkin düzenlemenin bir sonucudur. Somut olayda iş kazası sonucunda sağ kolun dirsek altından kesilmesi ile sol el parmaklarındaki doku kaybı nedeniyle sigortalının sürekli iş göremezliği tespit edilmiştir. Oysa defin ruhsatında, sigortalının ölüm nedeni, pnömani olarak açıklandığı gibi, Sosyal Güvenlik Kurumu da sigortalının ölümünün iş kazasından kaynaklanmadığını mahkemeye cevaben bildirmiştir. Hal böyle olunca, sigortalının ölüm olayının iş kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda ortaya çıkan tereddütün giderilmesi, diğer bir ifadeyle, iş kazası ile ölüm arasında tıbbi illiyet bağının bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılması gerekirken, hak sahiplerine SGK’nun gelir bağlaması yeterli görülerek sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu ortadadır.
Yapılacak iş: 506 sayılı Yasanın 109. Ve 5510 sayılı Yasanın 95. maddesinde öngörülen prosedür uyarınca sigortalının 08.12.1998 tarihinde gerçekleşen ölümünün, 01.08.1997 tarihindeki iş kazası sonucu meydana gelip gelmediği konusunda, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmak, bu rapora karşı somut verilere dayanan bir itiraz olursa, Adli Tıp Kurumu, giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla iş kazası ile ölüm arasında tıbbi illiyet bağının bulunup bulunmadığına ilişkin rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine , davalı yararına takdir edilen 825.00 TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.