Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/12241 E. 2010/12735 K. 20.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12241
KARAR NO : 2010/12735
KARAR TARİHİ : 20.12.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalı işveren nezdinde 6 yıllık çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
Davacı, Mayıs 1994-15.05.2000 tarihleri arasında davalıya ait muayenehane işyerinde aralıksız çalıştığından SGK(…)’na bildirilmeyen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece Dairemizin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesi ile halen yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasanın 86. maddesi olan bu tür davalar kamu düzenini ilgilendirdiğinden özel bir duyarlılıkla yürütülmeli , çalışma olgusu eksiksiz belirlenmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının davalı işyerinden hiç bildirim yapılmadığı, kayıtlı işyerinin bulunmadığı, işverenin kayıt ibraz etmediği, vergi yoklama fişine göre işyerinin 20.03.1995 tarihinde açıldığı, işyerinde … müfettişince inceleme yapılmadığı, mahkemece yetersiz tanık beyanları ve bilirkişi raporu ile sonuca gidildiği gerekçesi ile bozulmuş ise de bozma kararı gereği yerine getirilmeden eksik inceleme ile sonuca gidildiği açıktır. Bozma kararında kayıtlı tanıkların dinlenmesi istenmiştir. Zabıtaya yazılan üç müzekkereye işyerine yakın komşu doktor ve eczacı aranıp iki cevap aynı kişiler ve aynı matbu yazı ile tarihler değiştirilmek sureti ile cevap verilmiş olup araştırma yeterli değildir. İş ilişkisini bilmekten maksat tanık beyanlarının doğru olup olmadığının denetlenmesi olup, dinlenmesi gereken tanıkların mutlaka doktor ve eczacı olmasını gerektirmez. Davalıya ait muayenehanede çalışmayı bilebilecek kişiler olması kaydı ile dava konusu dönemde muayenenin bulunduğu apartmanda kayıtlı yönetici, kapıcı apartman sakini, komşu market çalışanı, kayıtlı komşu işveren bile olabilir.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacının tesbitini istediği ve eksik incelemeye konu olan Mayıs 1994-15.05.2000 tarihleri arasındaki sürelere ilişkin dönem bordrolarında işverenin kayıtlarına geçmiş bu dönemin tamamında sürekli çalışan bordro tanığı bulunamadığından bu dönemler için iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken, işverenleri tarafından Kuruma sürekli çalıştığı bildirilen komşu işyerleri çalışanları veya işverenleri gibi kişilerin bilgilerine başvurmak çalışma ile ilgili açık ve yeterli bilgileri almak, dinlenen tanıklar arasında bu vasıflara uyanların bilgilerini dahi dikkate almak ve tüm deliller toplandıktan sonra bir arada değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.