Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/12096 E. 2012/7728 K. 10.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/12096
KARAR NO : 2012/7728
KARAR TARİHİ : 10.05.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamı ve temyiz nedenlerine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava 22.10.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 38,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi ile ücret alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının ücret alacağının ispatlanamadığından reddine, maddi tazminat isteminin taleple bağlı olarak kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin ücret alacağına ilişkin istemin reddi ile manevi tazminatın takdirine dair kararı isabetlidir. Maddi tazminata gelince; davacının ücretinin eksik araştırma ve soruşturma ile belirlendiği hesap raporunun hükme esas alınmak suretiyle maddi tazminatın belirlenmesi hatalı olmuştur.
Dava, sigortalının, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Kusurun aidiyeti ve oranı ile % 38,00 oranındaki iş göremezlik uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
Somut olayda davacının olay tarihindeki ücretinin tanık beyanına göre belirlenerek asgari ücretin 2,5 katı düzeyinde olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığı görülmektedir. Davacı kalıpçı ustası olarak olay tarihinde 50,00-TL ücretle çalıştığını ileri sürmüş, hükme esas alınan rapor ise tanık beyanındaki 35,00-TL (Asgari ücretin 2,5 katı) ücretle düzenlenmiştir. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi zararının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Sigortalının kalıpçı ustası olarak çalıştığı tüm dosya kapsamından ve özellikle 4857 sayılı yasanın 92/son maddesi gereğince aksi kanıtlanana kadar geçerli bulunan iş müfettişinin raporundan anlaşılmaktadır. Kalıpçı ustasının da asgari ücretle çalışması hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun düşmeyeceği ortadadır.
Yapılacak iş davacının olay tarihinden bir yıl kadar önce yaşlılık aylığı almaya başlaması ve olay tarihinde 61 yaşında bulunmasına göre, tecrübeli bir kalıpçı ustasının asgari ücretle çalışmasının hayatın olağan akışına ve yaşam deneyimlerine uygun olup olmadığı da dikkate alınarak, gerektiğinde meslek odasından emsallerinin ücreti araştırılarak gerçek ücret belirlendikten sonra tazminatı hesaplatmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.