Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/11872 E. 2012/8157 K. 15.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11872
KARAR NO : 2012/8157
KARAR TARİHİ : 15.05.2012

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1997-2008 yılları arasında çalıştığının tespitiyle, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 1997-2008 yılları arasında …’na bağlı … Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu’nda usta öğretici olarak işe giriş ve çıkış tarihleri arasıda ayda 30’ar gün süreyle çalıştığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın 5510 sayılı Yasa’nın 4/I-a bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin olduğu, geçiş hükümlerini içeren aynı yasa’nın Geçici 7. maddesi hükmünde “Bu Kanun’un yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” hükmü gözetildiğinde, eldeki somut uyuşmazlığın dayandığı mevzuat hükümlerinin 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 47. maddesidir. Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ve hizmetiçi yetiştirme kurs, seminer ve konferanslarında uzman ve usta öğreticiler de geçici veya sürekli olarak görevlendirilebilir. Öğretim tür ve seviyelerine göre uzman ve usta öğreticilerin seçimlerinde aranacak şartlar, görev ve yetkileri, yönetmeliklerle tespit edilir. Bu yasal düzenleme uyarınca çıkarılan Yönetmeliğin 5. maddesi, “Uzman ve usta öğreticiler aşağıdaki şekillerde görevlendirilirler.
1-Geçici personel olarak: Geçici personel olarak görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler ile yapılacak sözleşme esasları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 15.05.1975 gün ve 1897 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile değiştirilen 4. maddesine göre Bakanlıkça hazırlanır.
2-Ek ders görevi verilmek yoluyla: 4. maddede belirtilen esaslara göre ek ders görevi verilmesi yoluyla görevlendirilecek uzman ve usta öğreticilere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca 02.12.1998 tarihli ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan … Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslarda belirtilen miktarda ek ders görevi verilebilir . ” ; aynı Yönetmeliğin 8. maddesi, “geçici sözleşmeli olarak görevlendirilen uzman ve usta öğreticilerin haftalık çalışma süresi 40 saattir”; aynı yönetmeliğin 9. maddesi ise, “uzman ve usta öğreticilerin günlük çalışma süresi en fazla 8 saattir. Kurum müdürü, cumartesi, pazar günleri de dahil olmak üzere, uzman ve usta öğreticilere günün 08.00-23.00 saatleri arasında görev verebilir.” hükümlerini içermektedir.
Davacının, çalışma esasları ile çalışması sırasında tabi olacağı statü yukarıda sıralanan mevzuat çerçevesinde ayrıntılı bir düzenlemeye tabi tutulmuş olup, anılan düzenlemelere egemen ilkeler ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 13. maddesinde yer alan “işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir.” hükmü de gözetildiğinde, çalışma ilişkisinde, “tam süreli iş sözleşmesi” olarak nitelenmeye olanak verecek bir bağımlılık ilişkisinin bulunmadığı, usta öğreticilerin öngörülen ve önceden belirlenen süre dahilinde bir çalışma yükümlülüğünü kabullendikleri ve ders saati karşılığında da ücrete hak kazandıklarını göstermektedir.
Kaldı ki, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesi (j) bendinde de, …’na bağlı her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ek ders ücreti karşılığında ilgili mevzuatı çerçevesinde uzman ve usta öğretici olarak çalıştırılanların prim ödeme gün sayısı 30 günü aşmamak kaydıyla, bir takvim ayı içerisinde hak kazandıkları brüt ek ders ücreti toplam tutarının, prime esas günlük kazanç alt sınırına bölünmesi sonucu bulunacağı, bu şekilde yapılacak hesaplamalarda tam sayıdan sonraki küsuratların dikkate alınamayacağı hükmü ile, usta öğreticilerin çalışmalarının tam süreli olmadığı açık olarak belirtilmiştir.
Bu konuda ortaya çıkan uyuşmazlık sonucu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca verilen 17.09.2008 gün 2008/10-555 Esas 2008/530 sayılı kararda da, “dinlenen tanıkların da aynı davacı gibi başka köylerde usta öğretici olarak çalışan kişiler olduğu, resmi belgeler ve davacının imzasını taşıyan belgelerle çelişkili tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği anlaşıldığından; tam gün esası ve aylık karşılığı olmayan çalışmaların, günlük çalışma saatine göre ve kısmi zamanlı çalışma olması nedeniyle bu çerçevede değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmek gerektiği” belirtilmiş olup, bu şekildeki bir çalışma ilişkisinde, tam süreli çalışmaya ilişkin hakların doğduğunu kabule olanak yok ise de, yasa ve sözleşmelerde belirtilen sınırlamalara aykırı, tam süreli hizmet sözleşmesinin unsurlarının gerçekleştiği bir çalışma durumunun, eylemli olarak oluştuğunun iddia edilip kanıtlanması olanak dahilinde bulunmaktadır. Ancak, bu yöndeki iddia, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin niteliği gözetilerek kanıtlanmalı; işverenin resmi kurum niteliği, ücret ödemelerinin kayıtlara dayalı olma gerekleri dikkate alınarak; Kurum kayıtlarına yansıyan bilgilerin aksinin kanıtlanmasına yönelik kanıtların hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı, sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine yönelik davanın özelliklerinin gerektirdiği duyarlılık uyarınca denetlenmelidir.
Öte yandan, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşuna aittir. Kamu kuruluşlarında çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Nitekim, davacıya ait çalışmaların resmi kayıtlara intikal ettirildiği de tartışmasızdır. Mahkemece, davacının kayıtlarda gözükmeyen çalışmaların hangi nedenle bildirim dışı kaldığı gereğince ve yeterince araştırma konusu yapılmamıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının geçici usta öğretici olduğu, davalıya ait işyerinden 01/07/2006-01/10/2006 yılı hariç 02/01/1997—01/07/2008 tarihleri arasında işe giriş bildirgeleri ve çıkışlarla çalışmalarının kısmi olarak bildirildiği, tanık olarak dinlenen görevlilerden birisi davacının pazartesiden cuma gününe kadar çalıştığını,hafta sonu çalışması hakkında bilgisi olmadığını, diğer görevli davacının Haziren-Kasım dönemleri arası ek ders ücreti karşılığı çalıştığını, tam gün çalışmadığını, 09:00-15:00 saatleri arasında çalıştığını, davacının tanık olarak dinlenen eşi ise 08:00-16:00 saatleri arasında çalıştığını beyan ettikleri, ek ders ücret çizelgeleri ile ek ders bordrolarının bir kısmının getirtildiği, ücret bordrolarının, ders proğramlarının, devam-devamsızlık çizelgeleri, puantaj kayıtları ve davacının işyeri özlük dosyasının getirtilmediği, ders programlarıyla kursa geliş ve ayrılış saatlerini gösterir belgelerin dosyada bulunmadığı, dava konusu dönemi kapsayacak şekilde müdür, müdür yardımcısı şef ve öğretmen olarak görev yapan tanıkların tespit edilip dinlenmediği tanık beyanları arasında davacının günlük çalışma saati ile ilgili çelişki bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacının davalı işyerinde hizmet akdine bağlı olarak çalıştığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır Uyuşmazlık davacının davalı işyerinde eğitim yılı boyunca haftada 5 gün mesai saatleri arasında kesintisiz çalışıp çalışmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, işyerinden davacının işyeri özlük dosyası ile ders programlarını, ek ders ücret çizelgeleri ile ek ders bordrolarının tamamını,kursa geliş ve ayrılış saatlerini gösterir belgeleri devam-devamsızlık ve puantaj kayıtlarını ve imzalı ücret ödeme belgelerini getirtmek, dava konusu dönemi kapsayacak şekilde davacı ile birlikte çalışan müdür, müdür yardımcısı,şef, öğretmen ve usta öğretici gibi başkaca kişileri tespit edip dinlemek, davacının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenle bildirim dışı kaldığını belirlemek, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek, davacının eğitim yılı boyunca haftada 5 gün mesai saatleri içerisinde kesintisiz çalışıp çalışmadığını aydınlığa kavuşturulup, ayrıca davacıya 5510 sayılı Yasanın geçici 31.maddesinden yararlanıp yararlanmayacağı hususuda hatırlatılarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.