YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/11202
KARAR NO : 2012/6913
KARAR TARİHİ : 30.04.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 20/09/1978 olduğunun ve 01/02/2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının sigortalı işe ilk başlangıç tarihinin 20 Eylül 1978 tarihi olduğu ve 01/02/2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiği istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Sigortalı işe ilk başlangıç tarihinin tespitine ilişkin davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun’un 108. maddesinin 1.fıkrasına göre, “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir.”
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 10.10.1978 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden işe giriş bildirgesi ile davacının … – … ait … sicil no’lu konfeksiyon atölyesinde 20.9.1978 tarihinde çalışmaya başladığının bildirildiği, çalıştığı döneme ilişkin bordroların getirtilmediği, ancak dönem bordrolarında adı olmadığından çalışmasının Kurumca kabul edilmediği, dönem bordroları getirtilmediğinden dinlenen tanığın bordro tanığı olup olmadığının tespit edilemediği, mahkemenin yeterli bularak hükme dayanak kabul ettiği adli tıp – adli belge inceleme uzmanı tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda “işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olmadığı, fotokopi olması nedeniyle giriş bildirgesindeki fotoğrafın davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediğinin” belirtildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, somut olayda davacının hükmedilen tarihte çalıştığına ilişkin yazılı delil olmadığı gibi bu konuda tanık da dinlenmediği görülmüştür.
Yapılacak iş, dava konusu döneme ilişkin bordroları getirmek, bu bordrolarda adı yer alan kişiler arasından tanık tespit edip dinlemek, bordro tanığı yok ise davacının çalışmasını bilebilecek nitelikte komşu işyeri tanığı araştırıp dinlemek ve tarafların bildireceği diğer delilleri toplayıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 30/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.