Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/10901 E. 2012/7077 K. 02.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10901
KARAR NO : 2012/7077
KARAR TARİHİ : 02.05.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 22/03/1985-30/12/1991 tarihleri arasında Tarım-Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
Davacı, Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğu 22/03/1985-30/12/1991 tarihleri arası dönemin Kurumun tarafından iptal edildiğini belirterek dava konusu işlemin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, davacının 22/03/1985-30/12/1991 tarihleri arasındaki Bağ-Kur sigortalılığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline karar verilmiş ise de varılan bu sonuç yerinde değildir.
Her uyuşmazlığın, dayandığı işlem veya olayların meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal kurallara göre çözümlenmesi gerekeceği ilkesinden hareketle yasal koşulların ayrı ayrı ele alınarak Bağ Kur’luluk statüsünün ortaya konması gerekir. 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 14/01/2000 günü intikal eden giriş bildirgesi ile … ve Lastikçiler Odası’nın 13/12/1981 tarihinde başlayan üye kaydına dayanarak 22/03/1985 tarihi itibariyle sigortalı olarak tescilinin yapıldığı, 31/12/1991 tarihine kadar sigortalı sayıldığı, davacının vergi ve sicil kaydının bulunmadığı, Kuruma yapılan ibarda, … Bağ-Kur İl Müdürlüğünde görevli bir memurun, bir iş takipçisi ile anlaşarak birden çok kişiyi Seyyar Satıcılar Odasına sahte olarak kaydettirdikleri ve emekli olmalarını sağladıkları belirtilmiş. Bu ihbar üzerine 2001 yılında yapılan müfettiş ncelemesinde davacının kayıtlı olduğu iddia edilen üye kayıt defterinin bulunamadağı, uzun zamandan beri kayıp olduğu, davacının üyeliği ile tasdik edilen belgelerin sonradan düzenlenen ve fotokopi olarak bulunan yeni deftere göre düzenlendiği ve belgelerin usule uygun olmadığı gerekçesiyle sigortalılığı iptal edilmiş. Diyarbakır 1. Noterliğin 25/11/1986 tarih ve 49172 yevmiye nolu üye kayıt defterinin (en yeni defter) noter onaylı ilk sayfasının dışındaki sayfaların sökülerek yerine farklı cins kayıttan oluşan başka sayfaların eklendiği, bu durumun bilirkişi sıfatıyla … Üniversitesince tespit edildiği, davacının aidat ödemediği, oda seçimlerinde oy kullanmadığı hazirun cetvellerinin bulunmadığı, usulsüz kayıtlarla ilgili soruşturma kapsamında bir iş takipçisinin evinde yapılan aramada ele geçen evraklar arasında davacının adınında bulunduğu, iş takipçisi beyanında davacının gerçek dışı bir şekilde odaya kaydedildiğini ancak işlemlerin tamamlanamadığını beyan ettiği görülmüş. Kurum vekili cevap dilekçesinde davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve soruşturmanın halen devam ettiğini, davacı vekili 23/03/2009 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacının … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/524 nolu dosyasında yargılandığını ve yargılamanın halen devam ettiğini, yine davacı vekili 08/12/2009 tarihli celsede dosyanın kendileri iş dosyası ile alakalı olmadığını, davacının 07/12/2009 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında ifade verdiğini belirttiği, … 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 2008/524 nolu dosyanın halen Yargıtayda temyiz incelemesinde ve derdest olduğunu i anlaşılmaktadır.
Davacının 13/12/1981-30/12/1991 tarihleri arasında geçerli bir oda kaydı bulunmadığından bu dönemde sigortalılık şartlarını taşımadığı açıktır.
Ne var ki; kimse kendi hilesinden istifade edemeyeceğinden usulsüz oda kaydının ne şekilde oluşturulduğunun araştırılması gerekir.
Yapılacak iş, ceza dosyasının sonucunu beklemek, dosya kesinleşince dosya ile birlikte defter ve kayıtları inceleyip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın kimsenin kendi hilesinden istifade edemeyeceği düşünülmeksizin ceza davasının sonucu beklenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.