Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2010/10312 E. 2010/12002 K. 06.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2010/10312
KARAR NO : 2010/12002
KARAR TARİHİ : 06.12.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacılar murisinin davalı işeren nezdinde 14.07.1994 tarihinde çalıştığının ve iş kazasında vefat ettiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, verilen kararın bozma kararına uygun olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacılar, murisleri Cemal’in iş kazası sonun da öldüğünün tespiti ile ölüm tarihinden itibaren aylık bağlanmasını ve aylıkların yasal faizleri ile tahsilini istemişlerdir.
Mahkemece,ikinci bozma ilamına uyulmuş ve davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Bu yönden Y.H.G.K’nun 6.3.2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği gibi, “….yerel mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma ve hüküm verme yükümlülüğü oluşur. Bu ilke, Usul Kanunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. O halde Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan, mahkeme bu yönde işlem yapmak zorundadır….” Mahkemece,14.07.2004 tarihinden itibaren yasal şartları taşıyan eş ve çocuklara aylık bağlanmasına karar verilmiş ise de bu tarih itibari ile eşin ve çocukların yasa da aranan şartları taşıyıp taşımadıkları yöntemince nüfus kayıtları ve kurumdan sorulmak suretiyle belirlemeden sonuca gitmesi yerinde değildir.
Yapılacak iş; davanın niteliği gereği,14.07.2004 tarihinden itibaren murisin iş kazasında ölümü nedenine dayalı olarak hak sahibi olabilecek eş ve çocukların kimler olduğu nüfus ve davalı kurumdan sorulup belirlendikten sonra bu kişiler açıkça yazılmak suretiyle karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.