YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9973
KARAR NO : 2009/12702
KARAR TARİHİ : 12.10.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 5.5.1991-26.12.1991 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, hak düşürücü süre yönünden reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, davalılardan MF İnşaat San. Tic. Ltd. Şti’ne ait iş yerinde 05.05.1991-26.12.1991 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda hak düşürücü sürenin geçtiği gereçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile varılmıştır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalılardan MF İnşaat San. Tic. Ltd. Şti’ tarafından davacının 600015154565 SSK sicil no ile çalışmalarının davalı Kuruma bildirilmediği, ancak dosya ekinde bulunan Ankara 7. İş mahkemesinin 1991/809 Esas sayılı dosyası içersindeki imzalı ücret bordrolarına göre davacının SSK sicil numarası 15155665 yazılarak Maksan İnş. Ltd Şti unvanlı 200127 sicil nolu iş yerinden, 17.05.1991 tarihinden itibaren 1991 yılı Mayıs (10 gün), Haziran (24 gün) Temmus (30 gün); Ağustos 30 gün, Eylül (30 gün); aralık (1 gün); çalışmasının bulunduğu bordroların silik olması nedeni ile SSK prim kesintisinin yapılıp yapılmadığının anlaşılamadığı görülmektedir.
Ücret tediye bordrolarında sigorta priminin kesildiği belli ise hak düşürücü süre işlemez. Kesilen bu primlerin Kuruma intikal ettirilmemesi dahi sonuca etkili değildir. Bu durumda 506 sayılı Yasa’nın 79/8. maddesinde öngörülen yönetmelikte tespit edilen belgelerin işveren tarafından düzenlenmediğinden ve hak düşürücü sürenin dolduğundan söz edilemez. Giderek, anılan belgelerin gerçeği yansıtmadığı, sahte olduğunda iddia ve ispatta edilmiş değildir. Ayrıca söz konusu belgelerin ve kesilen primlerin, muhasebe hatası sonucu Kuruma intikal ettirilmemiş ve böylece Kurum kayıtlarında gözükmemiş olması da mümkündür. Bundan başka davalı Kurumun, denetlemeye yetkili elemanları eliyle yasa ve tüzük hükümleri gereğince işyeri ve kayıtlar üzerinde belirli zamanlarda yapmakta oldukları denetim aracılığıyla gördükleri yasal noksanlıkları bildirme, işveren idareyi uyarma görevini de yerine getirmedikleri açıktır.
Aksinin kabulü ise, Kurumu kendi kusurundan ve işverenin ihmal ve kayıtsızlığından yararlanma olanağını tanımak ve bunun hukuksal sonuçlarını da sigortalıya yüklemek olur ki, buna yasaca ve hukukça olanak yoktur. Sigortalı, ücret tediye bordrosunu imzalarken primlerin kesilmiş olduğunu gördüğü için işverene inanmıştır.
Yapılacak iş; öncelikle işverenden ücret bordolarının okunaklı ve onaylı sureti yada asılları ile varsa şahsi sicil dosyası davalı Kurumdan dönem bordrolarını getirtmek, işverenin ücret bordolarında ücretten prim kesilip kesilmediğini tespit etmek, prim kesilmiş ise ücret bordrolarındaki SSK sicil nosu da yazılarak kuruma bildirim yapılıp yapılmadığını sormak ve sonucuna göre tüm deliller bir arada değerlendirilerek bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.