Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/9783 E. 2010/11886 K. 02.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/9783
KARAR NO : 2010/11886
KARAR TARİHİ : 02.12.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında diğer temyiz itirazlarının reddine ,
2-Dava, davacıda iş kazası sonucu oluşan % 41 iş göremezlik oranı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı davalıya ait işyerinde tır şoförü olarak çalışmakta iken uğradığı iş kazası sonucu % 41 oranında malul kaldığını ve olayda işverenin yeterli güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle kusurlu bulunduğunu ileri sürerek 5.129.26 TL maddi ve 25.000.00TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
28.01.2008 tarihli dava dilekçesinden açıkça anlaşıldığı üzere davacı, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunurken, iş kazasının meydana gelmesinde davalı şirketin iş güvenliğinin gerektirdiği özeni ve dikkati göstermemesi nedeniyle sorumlu olduğunu belirtirken davalı işverenin tam kusuruna dayanmış, yargılama sırasında alınan kusur raporuna göre davacının %25,davalı iş verenin ise %75oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.Bu durumda mahkemece talep edilen manevi tazminattan bir miktar indirim yapılmak suretiyle 23.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken isteğin aynen hüküm altına alınmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinmesine, yerine;
“1-Davanın kısmen kabulü ile 3.250.85 TL maddi ve 23.000.00TL manevi tazminatın 17.6.2005 olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 575.00 TL avukatlık ücreti ile manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden taktir edilen 2.700.00 TL olmak üzere toplam 3.275.00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; red edilen maddi tazminat miktarı üzerinden aynı tarife gereğince hesaplanan 575.00TL,ve reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 575.00 TL olmak üzere toplam 1,150.00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
3-Alınması gereken 1.417.54 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 408.10 TL harcın düşümüyle eksik bulunan 1.009.44 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına; davacı tarafından yatırılan 408.10.TL nispî harç, 14.00TL başvuru harcı olmak üzere toplam 422.10 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 630.00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 529.20 TL ‘sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinden bırakılmasına;” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 2.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.