Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/8046 E. 2010/7559 K. 28.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/8046
KARAR NO : 2010/7559
KARAR TARİHİ : 28.06.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacının İş kazası sonucu % 27 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 20 oranında kusurlu olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 35.000,00 TL’sına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tamamen silinerek yerlerine;
“1-Davanın kısmen kabulü ile; 30.000,00 TL manevi tazminatın 27.05.1999 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL; avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; ret edilen manevi tazminat miktarı üzerinden aynı Tarife gereğince hesaplanan 1.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 17,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre takdiren 12,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına
8-Alınması gereken 1.620,00-TL karar ve ilâm harcı peşin alınan 540,00-TL harcın düşülmesiyle kalan 1.080,00-TL nisbi harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına peşin yatırılan 540,00-TL nisbi harç ile 14,00-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 554,00-TL harç yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 28.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi