YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7410
KARAR NO : 2010/5318
KARAR TARİHİ : 06.05.2010
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
Davacı, kurum işleminin iptaliyle, eşinin ölüm tarihini takip eden 1.3.2008 tarihinden itibaren dul ve yetim aylığı bağlanması gerektiğinin karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacının murisi olan eşinin primleri ödenmiş esnaf … sigortalılığının tespiti ile primleri ödenmeyen dönemde esnaf … sigortalısı olmadığının ve bu süre ile ilgili prim borcu bulunmadığının tespiti ile aksi yöndeki kurum işleminin iptaline, davacıya eşinin ölüm tarihini takip eden 01.03.2008 tarihinden itibaren dul ve yetim aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulü ile davacının eşi … … sicil numaralı …’nin 506 sayılı Yasa kapsamındaki hizmet süreleri ile … kapsamındaki hizmet sürelerinin birleştirilmek suretiyle ve son kurumu olan 1479 sayılı Yasa’ya tabi … kapsamında ve ölüm tarihini takip eden aybaşı olan 01.03.2008 tarihinden itibaren hak sahibi davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline, murisin toplam hizmetleri itibariyle (15 yıl 25 gün) hizmet süresinin ölüm aylığı için yeterli olup fazla hizmet süresi bulunduğundan 1479 sayılı Yasa’ya tabi … sigortalılığı yönünden çıkartılmış olan 29.195,19-TL prim borcunun iptaline karar verilmiş ise de prim borcunun iptaline ilişkin hüküm isabetsiz olmuştur.
1479 sayılı Yasa’nın 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa’nın 13.maddesi ile değişik 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19.maddesinde bu kanun ve 2926 sayılı Kanun’a göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurum’ca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde
ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu madde kapsamına giren sigortalılar hakkında zamanaşımının kesilmesi ve zamanaşımının işlememesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 103. maddesinin 1.fıkrasının (6), (8) ve (10) numaralı bentleri hariç diğer hükümleri ile aynı kanunun 104. maddesi hükümlerinin uygulanacağı, yine 5458 sayılı Yasa’nın 14.maddesi ile eklenen ve 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 26.maddesine göre bu kanun ve 2926 sayılı Kanun’a göre kayıt ve tescili yapıldığı halde 31.3.2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar ve hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında ek 19.madde hükmünün uygulanacağı bildirilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı murisinin 07.04.1989 tarihli bildirgeye göre 01.04.1989 tarihli vergi kaydı nedeniyle aynı tarih itibariyle 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak tescil edildiği, davalı Kuruma 01.04.1989-05.04.1996 ve 24.04.1996-15.08.2005 tarihleri arasında sigortalı sayıldığı,ilk prim ödemesinin 26.02.1992, son prim ödemesinin 27.06.2006 tarihinde yapıldığı,1992 ve 1997 yıllarında çıkarılan yapılandırmadan yararlandığı, 31.10.2008 itibariyle 29.195,19TL prim borcunun bulunduğu, Kurum’un 14.05.2008 tarihli yazısına göre davacı murisinin 1479 sayılı Yasa’nın değişik Ek 19.maddesinden yararlanabilmesi için 60 ay borcu olması gerektiği, oysa murisin 51 ay borcu bulunduğu, bu nedenle talebine göre işlem yapılamadığının bildirdiği anlaşılmaktadır.Somut olayda davacı murisi 1479 sayılı Yasa’nın değişik Ek 19.maddesinden yararlanamadığı için sigortalılık süresinin durdurulması sözkonusu olmadığından, sigortalılık süresine ilişkin prim borcunun iptaline ilişkin hüküm isabetsiz olup Kurum’un sigortalılık süresine ilişkin primleri her zaman tahsil etmesi mümkündür.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın prim borcunun iptaline ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.