Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/7403 E. 2010/7308 K. 22.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7403
KARAR NO : 2010/7308
KARAR TARİHİ : 22.06.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 435/2. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının geçirmiş olduğu iş kazası sonucu malul kaldığı için işverence iş aktinin feshedilmesi nedeniyle uğramış olduğu manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen Sağlık sunucularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Öte yandan dava nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın tazmini istemine ilişkindir. İş kazası yada meslek hastalığı nedeniyle, geçici iş göremezlik 5510 sayılı Yasa’nın 18. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, iş kazası yada meslek hastalığı sonucu geçici iş göremez duruma düşen sigortalıya, maddede belirtilen miktarda prim ödenmiş olmak şartıyla, sağlık yardımları dışında iş kazasının olduğu, yada meslek hastalığı nedeniyle geçici iş göremezliğin üçüncü gününden itibaren başlayarak, yatarak tedavi süresince veya tedavi gereği olarak istirahat raporu aldıkları sürece, aynı maddede açıklanan yöntemle bir ödenek verilir. Geçici iş göremezlik ödeneğinin ödeme zamanı ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
Somut olayda mahkemece, iş kazası nedeniyle oluşan maluliyetin tespiti yönünden açıklanan doğrultuda işlem yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacının maluliyeti % 72 değildir. Bu oran, davacıya yaşlılık aylığı bağlanmasında esas alınan maluliyet miktarıdır. Dolayısıyla bu maluliyet oranı esas alınarak davacıya manevi tazminat verilemez. Davacının maruz kaldığı iş kazası sonucu uğramış olduğu maluliyet oranının usulüne uygun ve Yasal prosedür içersinde tespit edilmesi gerkir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 15.7.2001 tarihinde işyerinde yağ tankına yağ aktarılmasından sonra hortumun azotla temizliği sırasında her iki ayağından yanarak yaralandığı, 15.8.2001 tarihli Sağlık Kurulu raporuna göre “sağ ayak bileği yanığı, 15.7.2001 tarihinden itibaren günlerin istirahatten sayılmasına, 24.7.2001 tarihinden itibaren 1 ay istirahat sonu çalışması”nın belirtildiği, S.S.K Hastanesinin 27.7.2004 tarihli Sağlık Kurulu raporunda “hipertansiyon, nefrotik, sendrom, obesite teşhisiyle sıcak yerde ve ağır işte çalışması uygun değildir” 14.11.2007 tarihli Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu raporunda “hipermetropi, hipertansiyon, hiperlipidemi, nefrotik, sendrom, obesite” tanısının olduğu, Kurum tarafından 6.3.2007 tarihinde davacının 193 sayılı Yasa’nın 31. maddesine göre çalışma gücünün % 72 sini kaybettiğinden 7.2.2007 den itibaren ikinci sakat hizmet erbabı için tespit edilmiş bulunan sakatlık indiriminden faydalandırılarak 1.5.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, davalı işverence 29.12.2004 tarihinde davacının sürekli rapor alıp, işe gelmediği, işyerindeki çalışmayı olumsuz etkilediğinden dolayı işine son verildiği, Kurumca olayın iş kazası kabul edildiği, iş güvenliği uzmanı makine mühendisi Bilirkişisi raporunda işverenin % 40 oranında kazalı işçinin de % 60 oranında kusurlu olduğu, Kurumca davacıya 5.7.2004-3.8.2004, 6.8.2004-12.8.2004 ve 13.8.2004-22.8.2004 tarihleri arasında istirahatli kaldığı süreler için 448,28 TL geçici iş göremezlik geliri ödendiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesinde öngörülen prosedür uyarınca davacının iş kazası nedeniyle sahip olduğu maluliyet oranını, Yüksek Sağlık Kurulu, itiraz halinde Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlemek ve sonucuna göre manevi tazminat miktarını taktir etmek, şayet maluliyetinin bulunmadığının anlaşılması halinde ise; en azından geçici iş göremezliğinden dolayı belli bir miktar manevi tazminata karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.