Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/7080 E. 2010/5628 K. 11.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7080
KARAR NO : 2010/5628
KARAR TARİHİ : 11.05.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(…)Mahkemesi

Davacı,davalı işveren nezdinde 1987-2003 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde her yıl Mart 15-Kasım 15 döneminde mevsimlik işçi olarak 1987-2003 yılları arasında geçen ve kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 15.3.1987-15.11.2003 tarihleri arasında yılın 15 Mart-15 Kasım ayları arasında mevsimlik işçi olarak çalıştığı sürelere ilişkin istemin kabulüne karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işveren tarafından davacıya ait işe giriş bildirgesinin verilmediği, dönem bordrosu ve ücret ödeme bordrosunun düzenlenip davalı Kuruma verilip verilmediğinin araştırılmadığı, işyerinin 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı tarihin araştırılmadığı, hizmet döküm cetvelinde davacının davalı işyerinden herhangi bir çalışmasının bildirilmediği, davacının davalı işyerinde çalışmasına ilişkin olarak 30.6.1993 tarihinden 30.9.2002 tarihine kadar her yıl Mart-Kasım arası çalışma dönemlerine ilişkin olarak imzalı gider pusulalarının düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya … ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan tanıkların davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan, kayıtlara geçmiş kişilerden olup olmadıkları belli olmadığından, ve zabıta marifetiyle komşu işyeri isimleri bildirilmesine rağmen çalışanlarının dinlenmemesi nedeniyle tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.
Yapılacak …; öncelikle davalı işverenin Kurumda bulunan sicil dosyasını celbetmek, tespiti istenen döneme ilişkin olarak davalı işveren tarafından düzenlenmiş dönem ve imzalı ücret ödeme bordroları ile varsa puantaj cetvellerini getirtmek dinlenen tanıkların kayıtlı olup olmadıklarını denetlemek, ayrıca yeterli sayıda davacı ile aynı işyerinde çalışan kayıtlı tanık beyanlarına başvurmak, kayıtlı tanık bulunamaz ise, zabıta marifetiyle tespit edilecek, işyerine o tarihte komşu olan diğer işverenler ile bu işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının bu kayıtları celbedilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, dosya arasında bulunan ve davacının imzasını içeren 30.6.1993 tarihinden 30.9.2002 tarihine kadar her yıl Mart-Kasım arası çalışma dönemlerine ilişkin olarak düzenlenen gider pusulalarındaki sürelerin, o tarihlerdeki asgari ücret ve mahalli tarım işçiliği emsal ücretleri dikkate alınarak, kaç güne tekabül ettiği gibi hususlar açıklığa kavuşturulup, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum ve işveren vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılardan … … Tarım Ürünleri Besicilik San Tic Aş’ye iadesine 11.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.