YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/7064
KARAR NO : 2010/5998
KARAR TARİHİ : 25.05.2010
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10.10.1997-01.06.2000 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmaların tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işverene ait (1026652) nolu işyerinde 10.12.1997 tarihi ile 01.06.2000 tarihleri arasında geçen, davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacının (1026652) sicil nolu … yerinde 15.11.1998 tarihinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgesi verildiği, 15.11.1998-15.6.1999 tarihleri arasında 1998/3. dönemde 20 gün, 1999/1. dönemde 40 gün, 1999/2. dönemde 25 gün, bildirimde bulunulduğu, işyerinin 10.12.1997-31.12.1999 tarihleri arasında Yasa kapsamında bulunduğu, davacının başka işyerlerinden 10.12.1997-5.11.1998 arasında ve 29.11.1998-30.9.2000 tarihleri arasında bildirimlerinin olduğu, davalı işyerinin 10.12.1997-1.6.2000 tarihleri arası döneme ilişkin olarak düzenlenen dönem bordrolarında hizmet cetvelinde geçen kısmi çalışmalarının bildirildiği, ücret bordrosunun istenmediği, dosyada bulunmadığı, dönem bordrosunda iki adet çalışanın devamlı bildirimlerinin olduğu halde mahkemece bu çalışanların tebligata açık adreslerinin tespit edilip, zabıtaca hazır edilip, tanık olarak dinlenemedikleri anlaşılmaktadır.
Gerçekten, davacının işyerindeki çalışmaları 15.11.1998 tarihli imzasını taşıyan işe giriş bildirgesi ile Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak primleri ödenmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya … ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan tanıklar davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan, kayıtlara geçmiş kişilerden olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerden de değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Davacı davalı işyerinde 10.12.1997-1.6.2000 tarihleri arasında sürekli çalışma iddiasında bulunmuş, davalı işverence verilen 15.11.1998 tarihli işe giriş bildirgesiyle kısmi çalışmaları bildirilmiştir. Davacının hizmet cetvelinden başka işyerlerinden de çalışmalarının bulunduğu görülmektedir. Davalı işveren inşaat işi yapan bir kişi olduğuna göre, davacıdan başka işyerlerindeki çalışmaların davalıya ait başka bir inşaat işyerlerinden mi olduğu sorulup açıklattırılmamıştır.
Yapılacak …; davalı işveren inşaat işi yapan bir kişi olduğuna göre, davacıdan hizmet cetvelinde bildirilen diğer işyerlerindeki çalışmalarının davalıya ait başka bir inşaat işyerlerinden mi bildirildiği sorulup, açıklattırılmalı, böyle bir durum yoksa tespiti istenen (10.12.1997-1.6.2000 tarihleri arası 2 yıl 5 ay 21 gün) 891 günlük dönem içerisinde başka işyerlerinden 692 günlük çalışma bildirilmesine göre, davacıdan yukarıda belirtilen dönemler arasındaki sürekli çalışma iddiasının kanıtları sorulmalı, bu husus aydınlığa kavuşturulmalı, şayet davacının hizmet cetvelinde çalışmaları bildirilmiş diğer işyerlerinin davalı ile irtibatı ileri sürüldüğü taktirde bu işyerlerinin de S.G.K’dan dönem bordroları ve işyeri dosyaları getirtilip, bu işyerlerinde tespiti istenen dönemde çalışan varsa kayıtlı tanıkların, yoksa zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine komşu olan diğer işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının beyanlarına başvurularak çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davalıya ait işyeri dosyalarının ve davacının imzalı ücret tediye bordrolarını dosyaya celbederek, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.