Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/6498 E. 2010/4918 K. 29.04.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6498
KARAR NO : 2010/4918
KARAR TARİHİ : 29.04.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı,davalılardan işverene ait işyerinde 1.5.1981-2.7.1982 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

Dava, davacının 01.05.1981-02.07.1982 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ilc çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01.05.1981 tarihinde 106328 işyeri sicil numaralı Siteler … Cad.No.58 adresinde bulunan davalı işyerinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgesinin Kuruma verildiği, Siteler Yağız Sok.No.10 adresinde bulunan işyerinin 01.05.1981 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, aynı tarihte kapsamdan çıkartıldığı,işyerinden dönem bordrosu verilmediği, davacının 02.07.1982-02.04.1984 tarihleri arasında askerlik hizmetini yaptığı, komşu işyeri araştırmasının yanlış adreslerde yapıldığı, dinlenen tanıkların ise işyeri bordro tanığı veya komşu işyeri tanığı oldukları hususunun belgelendirilmediği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak, işe giriş bildirgesi ve Kurumun davalı işyerinin yasa kapsamına alındığını bildirdiği yazısındaki işyeri adreslerinin farklı olduğu gözetilerek davacının çalıştığını iddia ettiği işyerinin adresini şüphe ve tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlemek, işyerinin belirlenen adresinde davacı ile aynı dönemlerde komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına, resmi
kayıtlarına geçmiş çalışanlarını veya işverenleri tesbit edip beyanlarına başvurmak, daha önce dinlenen tanıkların varsa tanıklık yaptığı dönemle ilgili belgeleri getirtmek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılardan …’a iadesine 29.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.