YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6468
KARAR NO : 2010/7804
KARAR TARİHİ : 01.07.2010
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, murisinin trafik iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece dava konusu olayda sigortalının %100 kusurlu olması sebebiyle maddi tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin, işçilerinin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu’nun 77.maddesinin açık buyruğudur. Hükme esas alınan 20.08.2008 günlü asıl ve 08.01.2009 günlü ek bilirkişi raporunda; kaza nedeniyle sigortalı işçinin %100 oranında kusurlu olduğu,davalı işverenin ise kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Ancak bilirkişilerin maddi olaya ve işverenin kusursuzluğuna ilişkin değerlendirmelerinin dosya kapsamına uymadığı görülmektedir. Somut olayda,kendi aracı ile Bolu iline gittiği gün dönüş yolunda havanın yoğun kar yağışlı ve zeminin karlı oluşu nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek aracı kendi etrafında dönen ve orta şeritte yolun sağ tarafına bakacak şekilde duran sigortalının, araçtan inip hız şeridinde ilerlerken plakası ve sürücüsü bilinmeyen bir araç tarafından çarpılarak hastaneye kaldırıldığında ölmesi şeklinde meydana gelen olayda, ikisi makine mühendisi birisi inşaat mühendisi olan bilirkişi kurulunun 20.08.2008 günlü ilk raporlarında İş Kanunu’nun 77.maddesi uyarınca hiçbir değerlendirme yapılmadığı, itiraz üzerine alınan 08.01.2009 günlü ek raporlarında ise sigortalının müdür yardımcısı pozisyonunda çalışan eğitimli bir kişi olması, sürücü belgesine sahip olması,otobüsten yararlanması söylendiği halde kendisine ait araçla gitmeyi tercih etmesi ve işverenin şirketteki uygulamaları gerekçe gösterilerek İş Kanunu’nun 77.maddesine göre alması gereken herhangibir önlem olmadığı belirtilmiştir.
Oysa, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişilerin, İş Kanunu’nun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin sigortalıya kendi aracı ile seyahat etme izni vermesi durumunda, işyerinin ve yapılan işin niteliğine göre, uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususları ayrıntılı bir biçimde incelemek ve kusurun aidiyeti ve oranını hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanunu’nun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman 3 kişilik bilirkişi kuruluna konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle inandırıcı güç ve nitelikte olmayan 77.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunu hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.