Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/6467 E. 2009/16632 K. 21.12.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/6467
KARAR NO : 2009/16632
KARAR TARİHİ : 21.12.2009

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Uyuşmazlık iş kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı davalı işverene ait işyerinde çalışırken 07.04.2006 tarihinde işverenin kusurlu davranışı sonucu gerçekleşen iş kazası nedeniyle sağ el işaret parmağının koptuğunu ileri sürerek 25.000.00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece 3.500.00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş , karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının iş kazası sonucu % 5.1 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 40, davalı işverenin % 60 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. B.K’nun 47. Maddesinde hakimin bedensel bütünlüğün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 6.000.00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 3.500.00-TL’sına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bOzulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinmesine, yerine;
“1-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 6.000.00-TL manevi tazminatın 07.04.2006 olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazla istemin reddine,
3-Alınması gereken 324.00.-TL ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 337.50-TL nispi harçtan tenzili ile Hazine’ye gelir kaydına, fazla yatırılan 13.50-TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 324.00-TL nispi harç ile 14.00-TL başvuru olmak üzere toplam 338.00 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Kabul ve reddedilen miktarlar nazara alınarak, 15.90- TL yargılama giderinden takdiren 10.00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, vekil ile temsil edilen davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 720.00.-TL, avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 720.00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,’’ rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 67,20 TL temyiz başvuru harcı yatırılmış olduğundan, fazla alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.