YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/5758
KARAR NO : 2009/16183
KARAR TARİHİ : 14.12.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi ve davalılardan Medaş vekilince duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere ve temyiz nedenlerine göre, davalıların tüm davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacıların isteminin kısmen kabulüne karar verilmişse de manevi tazminatın takdirinde yanılgıya düşüldüğü, manevi tazminatın fazla takdir edildiği anlaşılmaktadır.
Elektrik direği dikimi sırasında ceryana kapılan sigortalının 24.10.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu öldüğü iş kazasında sigortalının %10 davalı işverenlerin %90 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı anne ve baba yararına 10.000,00’er TL, … yararına 5.000,00’er TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, anne ve baba yararına 5.000,00’er TL, … yararına 2.500,00’er TL’sına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
“1-Davacıların davasının kısmen kabulüne, takdiren davacılar baba … için 10.000,00-TL, anne … için 10.000,00 TL, kardeş … için 5.000,00 TL, kardeş … 5.000,00 TL, kardeş … için 5.000,00 TL, manevi tazminatın olay tarihi olan 24.10.2005 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazla manevi tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gereken 1.890,00 TL ilam harcından peşin alınan 708,80 TL’nin indirimi ile kalan 1.181,20 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından başvurma ve peşin harç olmak üzere yatırılan toplam 822,80-TL harç giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Reddedilen ve kabul edilen miktarlar nazara alınarak, davacı tarafça yapılan toplam 13,50 TL yargılama giderinden takdiren 9,00TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. göre, 3.800,00 TL nisbi avukatlık ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6- Hüküm tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.göre, 2.050,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, davacı tarafından 60.00 TL, davalılar tarafından 127.20 TL temyiz başvuru harcı yatırılmış olduğu anlaşılmakla , aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalılara yükletilmesine, 14.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.