Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/4901 E. 2010/5260 K. 04.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/4901
KARAR NO : 2010/5260
KARAR TARİHİ : 04.05.2010

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

Davacılar, murisinin … kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacıların tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava davacıların yakınlarının … kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacıların murisinin … kazası sonucu öldüğü olayda davacıların murisinin % 30, davalı işverenlerin ayrı ayrı % 35’er oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı kardeşler yararına 6.000,00’er TL. manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 15.000,00’er TL ve anne baba yararına da 25.000,00’er TL. manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 35.000,00’er TL. manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine;
“1-Davacı …’ün maddi tazminat talebinin REDDİNE; maddi tazminat istemi maddi zararın S.G.K.’ca bağlanan gelirin peşin sermaye değeri ile karşılanması nedeniyle reddedildiğinden bu durumun dava açmazdan önce davacı tarafından bilinmesi mümkün olmadığından davalılar yararına avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Davacı …’ün maddi tazminat talebinin REDDİNE, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 575,00 TL avukatlık ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
2- Davacı anne … için 25.000,00 TL, davacı baba … için 25.000,00 TL, davacı kardeş … için 6.000,00 TL, davacı kardeş … için 6.000,00 TL, davacı kardeş … için 6.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 13.3.2007 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazla talebin reddine
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden davacı … için 2.900,00 TL. davacı … için 2.900,00 TL, davacı … için 720,00 TL, davacı … için 720,00 TL, davacı … için 720,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden aynı Tarife gereğince hesaplanan 2.900,00 TL avukatlık ücretinin davacı … den, 2.900,00 TL avukatlık ücretinin davacı …’den, 720,00 TL avukatlık ücretinin davacı …’den, 720,00 TL avukatlık ücretinin davacı … ‘den, 720,00 TL avukatlık ücretinin davacı … ‘den ayrı ayrı alınarak davalılara verilmesine,
4-Alınması gereken, 3.672,00 TL. karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına, davacılar tarafından peşin yatırılan 13,10 TL başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine
5- Kabul ve ret oranına göre davacılar tarafından yapılan toplam 646,90 TL. yargılama giderinden taktiren 150,00 TL. sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden ilgilisine yükletilmesine, fazla alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 04.05.2010 gününde oybirliği ile karar verildi