Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/33 E. 2010/98 K. 18.01.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/33
KARAR NO : 2010/98
KARAR TARİHİ : 18.01.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı,işe girmeden önce maluliyetinin var olduğu ile ilgili Kurum kararının iptaliyle maluliyet oranının tesbit edilerek başvuru tarihinden itibaren maluliyet aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, işe girmeden önce maluliyetinin var olduğu ile ilgili davalı Kurum kararının iptali ile maluliyet oranının tespit edilerek başvuru tarihini takip eden ay başından itibaren malullük aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının işe girmeden önce malul olduğuna dair Kurum kararının iptali ile işe giriş tarihinden sonra malul olduğunun tespitine ve maluliyet aylığı ile ilgili dilekçesini takip eden aydan itibaren maluliyet maaşı bağlanmasına karar vermiştir.
Davacının 20.06.1994 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-kur sigortalı olarak kayıt ve tescilinin bulunduğu, 28.4.2005 tarihinde maluliyet aylığı için Kuruma başvuruda bulunduğu ve maluliyetinin tesbiti için Kurumca hastaneye sevkinin sağlandığı, Sağlık Bakanlığı Trabzon Numune Hastahanesi’nin 28.4.2005 tarihli Sağlık Kurulu raporu ile sigortalıdaki rahatsızlıkların tesbit edildiği ve mevcut rahatsızlıkların başlangıç tarihinin tespitinin mümkün olmadığının bildirildiği, Ayrıca K.T.Ü. Farabi Hastahanesi tarafından düzenlenen 10.08.2005 tarihli raporu da dikkate alınarak Bağkur Genel Müdürlüğü 22.ll.2005 tarihli yazı ile sigortalıda tesbit edilen rahatsızlığın veya arızanın Kuruma tescil tarihinden önce de maluliyeti gerektirecek düzeyde bulunduğunun tesbit edilmesi gerekçesi ile 1479 sayılı Yasanın 28/2 maddesi gereğince aylık talebinin ret edildiği, davacının itirazı üzerine Kurum tarafından davacıya verilen 18.01.2007 tarihli yazı ile itirazının Sosyal Sigortalar Kurumu Yüksek Sağlık Kurulu tarafından değerlendirildiği ve Kurulun 01.12.2006 tarih 2006/2974 Esas 31/4331 Karar sayılı kararı ile mevcut belgelere göre Bağ-Kur sigortalısının maluliyetini gerektiren hastalık ve arızası ile Bağ-Kur kapsamına girmiş olduğundan 1479 sayılı Kanunun 28/2 maddesi gereğince maluliyet sigortasından yararlanamayacağına karar verildiğinin bildirildiği,anılan Yüksek Sağlık Kurulu raporunun dosya içersinde bulunmadığı, davacının Atatürk Göğüs Hastahanesi Genel Cerrahi Eğitim ve Araştırması Hastahanesinde 02.08.2006-14.11.2006 tarihleri arasında yatarak tedavi gördüğü ve 14.11.2006 tarihli Sağlık Kurulu Raporu ile % 100 malül olduğunun tespit edildiği, Mahkemece Adli Tıp Kurumundan görüş alınmasına karar verilmesi üzerine Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nin 27 Haziran 2008 tarih ve 5022 sayılı raporu ile “Davacının Sağ Hemipleji-orta derecede solunum fonksiyonu bozukluğu olduğu dosyadaki mevcut belgelere göre işe giriş tarihi olan 20.06.1994 tarihinde beden çalışma gücünün en az 2/3 ünü kaybetmediği Kurum muayene tarihindeki bulgulara göre beden çalışma gücünün 2/3 ünü kaybettiğinin bildirildiği Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu 3.İktisas Dairesi raporları arasında çelişki bulunduğu görülmüştür.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Öte yandan davacının tahsis talebinde bulunduğu tarih itibari ile kuruma prim borcu bulunup bulunmadığı da dosyadaki belgelerden anlaşılmamakadır.
Yapılacak iş; Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığı ile raporlar arasındaki çelişkiyi gidermek,ayrıca ATK Genel Kurulundan davacının çalışma gücünün 2/3’ni hangi tarihten itibaren kaybetmiş sayılacağının belirlenmesini istemek Kurumdan davacının sigortalılık süresi ve prim borcu bulunup bulunmadığını sormak tüm deliller birlikte değerlendirilerek çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek eksik araştırma sonucu hüküm verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.