YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2765
KARAR NO : 2010/587
KARAR TARİHİ : 25.01.2010
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 28.5.2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
Dava, davacının 01.01.1992 tarihinden itibaren … sigortalısı olmadığını tespiti ile önceki zorunlu hizmetleri ile birlikte 01.01.1992 tarihinden itibaren 31.12.2000 tarihine kadar 2925 sayılı Yasa’ya tabi SSK tarım sigortalı olduğu ve 506 sayılı Yasaya tabi zorunlu ve isteğe bağlı sigortalı olduğu kabul edilerek 28.05.2006 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa’ya göre yaşlılık aylığı bağlanması ve birikmiş aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kabulü ile davacıya 01.06.2006 tarihinden itibaren SGK Başkanlığı tarafından maaş bağlanması ve aylıkların ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiğinin tesbitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 04.11.1975-31.05.1986 tarihleri arasında kesintili olarak 506 sayılı Yasa’ya tabi toplam 1364 gün zorunlu sigortalı, 01.01.1992-31.12.2000 tarihleri arasında toplam 1440 gün 2925 sayılı Yasa’ya tabi, 06.01.2005-30.04.2005 tarihleri arasında 116 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu, 01.06.2005-30.04.2006 tarihleri arasında toplam 330 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalı olduğu, 09.10.1997 tarihli bildirge üzerine 01.11.1992 tarihi itibariyle 839462867 sicil nosu ile 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak tescil edildiği ancak Bağ dosyası getirtilmediği için davalı Kurumca hangi tarihe kadar sigortalı olarak sayıldığının ve prim ödemelerinin bulunup bulunmadığının anlaşılamadığı, davalı Kurum vekilinin 14.08.2007 havale tarihli dilekçesinden davacının önce 7948071398 Bağ nosu ile 05.05.1992 tarihinde 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak tescil edildiği, bu sigortalılığın 2925 sayılı sigortalılıkla çakışması nedeniyle sigorta başlangıç tarihinin 01.06.1992 tarihine çekildiği ancak Bağ dosyası getirtilmediğinden hangi tarihe kadar sigortalı sayıldığının ve prim ödemesi bulunup bulunmadığının belirlenemediği anlaşılmaktadır.
Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup “çakışan sigortalılık” olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olması hali, zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde yasalarda yer alan düzenlemelerde önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak, isteğe bağlı sigortalılıkta ise, 506 sayılı Yasa’nın 85. maddesi uyarınca malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilmek için, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalı olmamak koşulu arandığından isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakıştığı bu gibi uyuşmazlıklarda, anılan maddede yer alan “sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları günden itibaren” isteğe bağlı sigortalılığın sona ereceği hükmü dikkate alınarak zorunlu sigortalılığa değer verilmek suretiyle “çakışan sigortalılık” sorunu çözüme kavuşturulmalıdır.
22.02.2006 gün ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 13.maddesi ile değişik 1479 Sayılı Kanunun Ek 19.maddesinde; “Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez…”
Aynı Kanunun 14 üncü maddesiyle 1479 sayılı Kanuna eklenen Geçici 26. maddesinde ise “Bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 31/3/2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar veya hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında Ek 19 uncu madde hükmü uygulanır” denmektedir. Anılan maddeler uyarınca, …’la sigortalılık ilişkisi sadece kayıtlar düzeyinde kalan, prim ödemesi bulunmayıp, sigorta kollarından yararlanmayan, bu nedenle de Kurumla fiilen sigortalılık bağlantısı bulunmayanların sigortalılık sürelerinin durdurulması ve bu sürelere ilişkin sigorta primlerine Kurum alacakları içerisinde yer verilmemesi amaçlanmıştır. Ek 19.madde, bu kapsamda bulunan sigortalılara borçlarından imtina, bu yolla sigortalılık sürelerini değerlendirmeme, primi ödenen sigortalılık sürelerini ise, hizmet birleştirmesinde ya da …’dan yaşlılık aylığı tahsisinde kullanabilme hak ve olanağı vermektedir.
17.04.2008 gün ve 5754 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun
73.maddesi ile eklenen 5510 Sayılı Kanunun geçici.17 maddesinde; “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.
Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda dava dilekçesinin içeriğinden davacının gerek 1479 sayılı gerekse 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılıklarını 05.05.1992 tarihi itibariyle durdurmak, bu tarihten sonraki 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı ve 2925 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılıklarına geçerlilik kazandırmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
Aylık yönünden ise; 2829 sayılı Yasa hükümleri çevresinde hizmetlerin birleştirilerek davacıya yaşlılık aylığının hangi sosyal güvenlik yasası gereğince bağlanacağı ve aylığa hak kazanıp kazanamayacağı yönünden inceleme yapmak gerekmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumlarına tabi olarak geçen hizmetlerin birleştirilmesi hakkındaki 2829 sayılı Kanunun aylık bağlayacak Kuruma ilişkin 8.maddesinde; Birleştirilen hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere son 7 yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan Kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise, sonuncusunun tabi olduğu Kurumca kendi mevzuatına göre, aylık bağlanıp ödeneceği açıkça belirtilmiştir.
İsteğe bağlı sigortalılık fiili çalışmaya dayanmadığından 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalılık süresi yalnızca yaşlılık aylığı hesabında hizmet süresi içinde değerlendirilmeli ancak 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesinde son 7 yıllık fiili hizmet süresinin hesabında nazara alınmamalıdır.
Yapılacak iş; öncelikle davacının 839462867 Bağ nolu 1479 sayılı Yasa’ya tabi, 7948071398 Bağ nolu 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigorta dosyaları ile prim ödeme cetvelleri getirtilerek davacının hangi tarihler arasında 1479 ve 2926 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğunu ayrıca prim ödemeleri bulunup bulunmadığını belirlemek 5510 sayılı Yasa’nın geçici 17. maddesi hükümleri gereğince inceleme ve değerlendirme yaparak davacının 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu ve isteğe bağlı, 2925, 2926 ve 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olduğu süreleri belirlemek, davacıya 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi gereğince hangi sosyal güvenlik mevzuatı gereğince aylık bağlanması gerektiğini tespit edip tespit edilen sosyal güvenlik yasası hükümlerine göre yaşlılık aylığı koşullarını tartışmak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme, araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları dikkate alınmalı ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.