YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/2138
KARAR NO : 2009/6228
KARAR TARİHİ : 04.05.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı,yaşlılık aylığından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Primi kesinti işlemi iptali ie iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava,davacının yaşlılık aylığından yapılan Sosyal Güvenlik Destek Prim kesintisine ilişkin işlemin iptali ile yapılan kesintilerin yasal faizleri ile iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece,istemin kabulü ile yapılmış olan kesintilerin davalıdan tahsiline dair verilen hüküm dairemizin 5.6.2007 gün 2006/11611-2007/9103 sayılı ilamı ile bozulmuş ve hükmün eksik araştırmaya dayalı olduğundan,1479 sayılı Yasa’nın ek 20.maddesinin yürürlüğe girdiği 8.9.1999 tarihinden itibaren davacının ticari faaliyetinin devam edip etmediğinin emniyet ve zabıta memurluğu aracalığı ile araştırılması,gerekirse tanık beyanlarına başvurulduktan sonra varılacak sonuca göre bir karar oluşturulması istenmiştir.
Mahkemece,bozma ilamına uyulmuş ve davanın yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş ise de,bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.Bu yönden Y.H.G.K’nun 6.3.2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği gibi “yerel mahkemenin,Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma ve hüküm verme yükümlülüğü oluşur.Bu ilke,Usul Kanunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir.O halde Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme bu yönde işlem yapmak zorundadır.”Mahkemenin davacıya ait vergi kaydının 31.12.1993 tarihinde,oda kaydının 21.10.1998 tarihinde,Esnaf Sicil Kaydının da 14.5.2000 tarihinde sona erdiğine ilişkin kayıtlara göre davacınınn Kuyumculuk işine ait ticari faaliyetine son verdiği yönünde ki kabulü bu kayıtlar ile de doğrulanıyor ise de:bozmadan sonra yaptırılan C.Savcılığı araştırmasına göre,davacının Güngören vergi dairesinde kayıtlı 4540021878 vergi numarasıyla1993 tarihinde Aydın Hacıalioğlu ile birlikte Bağcılar caddesinde Kuyumculuk faaliyeti ile uğraştığı,vergi kaydının 31.12.1993 tarihinde sona ermekle birlikte davacıya ait kuyumcu dükkanının halen faaal olup olmadığına ilişkin yaptırılan araştırmaya verilen yanıtta,bildirilen adreste halen “Aydın Kuyumcusu”adı altında bir kuyumcunun faaliyet gösterdiğinin açıkça bildirildiği bu halde;davacıya ait vergi,ada ve sicil kayıtlarının kapanmış olmasına rağmen söz konusu Kuyumculuk işini yaptığı sonucu çıktığı bu yönü ile çelişki yaratıldığı açık olduğu halde,mahkemenin bu çelişkiyi gidermeden,Davacının 10.4.1998 tarihinde başlayan emeklililk süreci içerisinde bağımsız çalışmasının olup olmadığını varsa tam tarihleri ile belirlemeden eksik inceleme ve araştırmaya dayalı karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.
Yapılacak iş:C.Savcılığı aracılığı ile yeniden yapılacak araştırma ile davacının İstanbul ili Güngören ilçesi Yenigün mahallesi Bağcılar cad.no:129 sayılı “Aydın Kuyumcusu” adlı işyerini çalıştırıp çalıştırılmadığı,çalıştırmış ise hangi tarihler arası Kuyumculuk faaliyetine devam ettiğini açıkça belirledikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
O halde,davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 4.5.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.