YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/1719
KARAR NO : 2010/1770
KARAR TARİHİ : 22.02.2010
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı,1.10.1979 tarihinde 1 gün sigortalı olarak çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.10.1979 tarihinde bir gün süre ile çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin 506 sayılı Yasa’nın 2. Ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/a maddelerinin belirlediği biçimde eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön öncelikle 506 sayılı Yasa’nın 6. Maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurul’nun 1999/21-549-555 2005/21 371-426 ve 20007/21-306320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının,….İnşaatı ünvanlı (7251.17) sicil nolu işyerinde 01.10.1979 tarihinde işe girdiğini gösterir giriş bildirgesinin kuruma verildiği, iş yerinin 506 sayılı Yasa kapsamında iş yeri olduğu ve kuruma verilen 1979/3 ve 1979/4 döneme ait bordrolarda davacının çalışmasının bildirilmediği, aynı dönemede iş yerinde çalışması Kuruma bildirilen işçilerin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda ihtilaf konusu dönemde, Kuruma verilmiş dönem bordrolarının bulunmasına rağmen mahkemece bordro tanıklarının dinlenmediği, bordro tanığı ve komşu iş yeri tanığı olmayan tanıklarının beyanlarına göre sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, davacının çalıştığını iddia ettiği iş yerinden uyuşmazlık konusu dönemde Kuruma verilmiş dönem bordrolarında çalışmaları görülen tanıkların beyanlarına başvurmak, tanıkların adreslerinin tespit edilemediği ya da beyanları ile yetinilmediği takdirde Kurumdan bilgi alınarak, veya vergi dairesi ve Emniyet yoluyla yaptırılacak araştırma sonucu iş yerine komşu veya yakın işyerlerinden belirlenen çalışanların ve işyeri sahiplerinin beyanlarına başvurmak, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermektir
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,22.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.