Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/17047 E. 2010/1749 K. 22.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/17047
KARAR NO : 2010/1749
KARAR TARİHİ : 22.02.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, malul sayılmadığına ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile maluliyetinin tespitine, maluliyet aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı Kurum’un tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının malul sayılmadığına ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile davacının malul olduğunun tespiti ve talep tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Dairemizin 9.6.2009 tarihli bozma kararında belirtildiği şekilde davacının 9.8.2006 tarihi itibariyle %69 oranında çalışma gücünü yitirdiği anlaşıldığından bu tarih itibariyle maluliyet aylığını hak kazandığının ortada olduğu ancak Kurumca bu tarih itibariyle davacıya meslek hastalığı sigorta kolundan da gelir bağlandığından, meslek hastalığı geliri ve maluliyet aylığının birleşmesi durumunda 506 sayılı Yasa’nın 92. maddesinin uygulanması suretiyle sonuca gidilmesinin gerekeceği belirtilmiştir. Mahkemece bozma kararımıza uyularak davacının dava devam ederken 9.8.2006 tarihi itibariyle %69 oranında malul kaldığı anlaşıldığından davacıya bu tarih itibariyle maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, ayrıca davacıya meslek hastalığından da gelir bağlandığından her iki aylığın birleşmesine göre 506 sayılı Yasa’nm 92. maddesinin uygulanmasının gerektiğine karar verilmiştir. Somut olayda davacının maluliyet aylığını ilk defa 29.7.2002 tarihinde talep ettiği ancak bu aylığın koşullarının dava devam ederken 9.8.2006 tarihinde gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında davacının istemi kısmen kabul edildiği, halde davacı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasına 6. bent olarak ” Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 575,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,'” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 22.02.2010 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.