Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/16647 E. 2011/276 K. 20.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/16647
KARAR NO : 2011/276
KARAR TARİHİ : 20.01.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde Eylül 1988- 25.9.2005 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, diğer davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının Eylül 1988-25.09.2005 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Kurumun 02.01.2008 tarih ve 000100 sayılı yazısından 1002625 işyeri sicil numaralı işyerinin … Limited Şirketi adına 20.09.1993 tarihi itibariyle 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı,işyerinin 14.08.2001 tarihi itibariyle kapsamdan çıkartıldığı,… adına ayrıca tescilli bir işyeri olmadığı, …’ın … Limited Şirketi’nin müdürü olduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca davacının çalışmaları … Limited Şirketi adına kayıtlı 1002625 işyeri sicil numaralı işyerinde geçtiğinden, şirket müdürü olduğu anlaşılan ve adına ayrıca tescilli bir işyeri bulunmayan davalı … hakkındaki davanın sıfat (pasif husumet) yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek, sadece … Limited Şirketi’nin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Öte yandan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388 ve 389.maddeleri uyarınca kararın hangi hususları içermesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.Buna göre, madde de sayılan hususlarla birlikte ,hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Ayrıca,verilen karar ile iki tarafa yüklenilen ve verilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır.Bu nedenle hüküm fıkrasının 4.bendinde, başlangıç harçlarından ibaret yargılama giderinin davalıdan tahsiline denilmek suretiyle sözkonusu yargılama giderinin hangi davalıdan tahsiline karar verildiğinin belirtilmemesi de isabetsiz olmuştur.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan işverenlere iadesine, 20.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.