YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/16453
KARAR NO : 2010/1752
KARAR TARİHİ : 22.02.2010
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 15.9.1986-24.1.1994 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa’ya göre sigortalı olduğunun tespitine, yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, Kurumca kabul edilmeyen ve primlerinin ödendiği iddia edilen 15.9.1986-24.1.1994 tarihleri arasındaki sürelerde davacının 1479 sayılı Yasa’ya göre sigortalı olduğunun tespitine, 1.1.2005 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına ve biriken aylıkların ödenmesi gereken tarihlerden yasal faiz ile tahsili istemine ilişkin olduğu, mahkemece Dairemizin 27.6.2007 tarihli bozma kararında davacının 1997 affından yararlanarak yaptığı 3.3.1998 tarihindeki toplu ödemenin uyuşmazlık konusu dönemi kapsayıp kapsamadığının araştırılarak primi karşılanan sürelerin sigortalı sayılarak aylık istemini değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu defa mahkemece bozma ilamına uyularak davacının 16.9.1986-30.11.993 tarihleri arasında sigortalı olduğunun ve 1.1.2005 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine , fazla istemin reddine karar verilmiştir. Bu kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine 19.2.2009 tarihli Dairemiz bozma kararında, uyuşmazlık dönemi içerisinde kalan 16.9.1986-30.11.993 tarihleri arasındaki sürede davacının sigortalı olduğunun kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, davacının 15 yıl olan sigortalılık süresini doldurmasına rağmen yaş koşulu oluşmadığından 1479 sayılı Yasa’nın Geçici 10/3.maddesine göre kısmi yaşlılık aylığına hak kazanamadığı, 10/2-b maddesi gereğince tahsis talep tarihi itibariyle 25 yılık sigortalılık süresini doldurduğundan tam yaşlılık aylığına hak kazandığının belirtildiği, ancak 1479 sayılı Yasa’nın 35.maddesinde yaşlılık aylığından yararlanmak için diğer koşulların yanında talepte bulunma ve talepte bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçların ödenmesi koşuluda yer almakta olup mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan sonuca gidilmesinin ve davacının adı Hikmet Yılmaz olduğu halde gerekçeli karar başlığından … olarak yazılmasının hatalı olduğu belirtildikten sonra davacının 4.3.2005 tarihinden önce tahsis talebinde bulunmuş ise dilekçesini getirtilmesinin gerektiği ve tahsis tarihi itibariyle prim borcu bulunup bulunmadığını Kurumdan sorularak prim borcu yok ise tahsis talep tarihini takibeden aybaşından, var ise ödemesi için mehil verilerek ödediği tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmasına biriken aylıkları için faiz talebinde bulunduğu da gözetilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği belirtilmiştir
Bozma kararından sonra yapılan araştırmada davacının 4.3.2005 tarihinden önce Kuruma verilmiş bir tahsis talep dilekçesinin bulunmadığı, 31.3.2005 tarihi itibariyle 737 ,89 TL borcu bulunduğu, 31.7.2009 tarihi itibariyle de 682,19 TL pirim ve 839,14 TL gecikme zammı borcu bulunduğunun belirtilmesine rağmen mahkemece davacı tarafından 28.9.2009 tarihi itibariyle sadece 738,00TL pirim borcunun yatırıldığı, davacı tarafından ödeme tarihine kadar olan gecikme zammı yatırılmadan 1479 sayılı Yasa’nın 35. maddesinde aylık tahsis talep tarihi itibariyle her türlü borcun ödenmesi gerekeceği yönündeki yasal düzenlemenin gözardı edilerek 1.10.2009 tarihinden aylık bağlanmasına karar verilmesi ve davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde davalı Kurumca yapılan yargılama giderleri konusunda bir karar verilmemesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; varsa davacının tahsis tarihi itibariyle Kuruma olan pirim ve ödeme tarihine kadar olan gecikme zammı borcu olup olmadığını sormak, bildirilen borcun özellikle ödeme tarihine kadar olan gecikme zammı borcunun tamamının yatırılması için davacıya önel vermek ve ödemeyi takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasın gerektiğinin tespiti ile davalı Kurumun yaptığı yargılama giderleri de gözetilerek bir karar vermektir.
Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine,22.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.