YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/16447
KARAR NO : 2010/9402
KARAR TARİHİ : 04.10.2010
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi, davacı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 435/2. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle karardaki gerektirici nedenlere göre davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Uyuşmazlık iş kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının iş kazası sonucu % 50 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 30 davalı işveren tarafın % 70 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 14.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 10.500,00 TL’sına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine,
“1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 14.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02.07.2002 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine , fazla talebin reddine,
SGK peşin sermaye değerleri ile karşılandığından davacının maddi tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gereken 756,00 TL karar ve ilâm harcından peşin alınan 205,20 TL harcın düşümüyle kalan 550,80-TL harcın davalı şirketten tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.680,00 TL avukatlık ücretinin davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan575,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalı şirkete ödenmesine.
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 205,20 TL nispi harç,4,96 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 210,16 TL harç giderinin davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine.
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.299.84-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan takdiren 1.214.00-TL’sının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı tarafından yapılan 24.00-TL yargılama giderinden takdiren 2.50-TL’sının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın taraflar üzerinde bırakılmasına,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA,aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
04.10.2010 gününde oybirliği ile karar.