Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/16346 E. 2011/722 K. 07.02.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/16346
KARAR NO : 2011/722
KARAR TARİHİ : 07.02.2011

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işveren nezdinde 15.3.1993-9.8.2004 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, davalıya ait tuğla fabrikası işyerinde 1993,1995-2004 yılları arasında mevsimlik olarak geçen ve SGK ’na eksik bildirilen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbit davasının ispatlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin belirlenmesinde güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür deliller salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı mümkündür.İşyerinin resmi Kurum olduğu da göz önüne alınarak, somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer delillerle dahi sonuca gitmek mümkündür.
Somut olayda; dava konusu yapılan dönem içinde davacının davalı işyerinden ve dava dışı 3 ayrı işyerinden yapılan kısmi bildirimler dışlanmak sureti ile davacının belirtmiş olduğu tarihler arasında mevsimlik olarak sürekli çalıştığı varsayılarak eksik günler tesbit edilmiştir. Davaya konu olan dönemlere ait imzalı ücret bordroları,işçilik alacak dosyası getirilmemiştir.Dinlenen bir kısım bordro tanıkları tüm dönemlerde çalışan bordro tanıkları değildir.Bu nedenle yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan sonuca gidildiği ortadadır.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacının tesbitini istediği ve eksik incelemeye konu olan 1993,1995-2004 yılları arasında her yılın 15 Mart-30 Kasım ayların arasındaki sürelerle ilgili olarak işverenden imzalı ücret bordroları istemek, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordosundaki süreler kadar, olmayan sürelerde işverenin kayıtlarına geçmiş bu dönemin tamamında çalışan bordro tanıkları, bulunamadığında bu dönemler için iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken, işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları veya işverenleri gibi kişilerin davacı çalışmasına ilişkin bilgilerine başvurmak, Salihli İş Mahkemesinin 2004/101 Esas, sayılı işçilik alacakları dosyası getirtilerek çalışma süreleri şüpheye mahal bırakmayacak biçimde belirlemek ve tüm deliller toplandıktan sonra bir arada değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı işverene iadesine, 07.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.