YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/15974
KARAR NO : 2010/7315
KARAR TARİHİ : 22.06.2010
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle maddi tazminat talebinin reddine, 150.000.00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davacılar vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.06.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat … ile davalılardan … ve … vekili … geldiler. Diğer davalı … San.ve Tic. A.Ş. adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 24.07.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece iş kazasında davacının % 20, davalı işverenin % 70, davalılar … ile …’ın % 5’er oranında kusurlu olduğuna ilişkin kusur bilirkişi raporu karar esas alınmak suretiyle, davacının maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı ve davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin, davalı … San. Tic. AŞ’de operatör olarak çalışırken görevli olduğu makinede filtre değişimi sırasında sızan yağın alev alması ile yanarak öldüğü dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
İnsan yaşamının kutsallığı çevçevesinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu’nun 77.maddesinin açık buyruğudur.
Olayla ilgili olarak ceza yargılaması sırasında düzenlenen 14.10.2008 tarihli kusur bilirkişi raporunda ölen işçinin 1. derecede kusurlu, kazanın meydana geldiği folyo bölümünün yöneticisi ve uzmanı olana sanıkların ise 2. derecede ve 3.derecede kusurlu olduklarının belirtildiği ve bu rapor esas alınarak ceza davasının sonuçlandırıldığı, dava konusu olayla ilgili olarak sigorta müfettişinin raporunda ölenin bağışlanmaz kusurundan söz ettiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alanının 04.02.2009 tarihli bilirkişi raporunda ise davacının % 20, davalı işverenin % 70, davalılar … ile …’ın % 5’er oranında kusurlu bulunduğu görülmektedir. Oysa, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişiler, İş Kanunu’nun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanunu’nun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Bu duruma göre kusurun aidiyeti ve dağılımı açısından aynı olay nedeniyle farklı değerlendirmelerinin bulunduğu ortadadır. Hal böyle olunca mahkemece kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden 04.02.2009 tarihli kusur raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Yapılacak iş; işçi sağlığı-iş güvenliği konularında uzman ehil bilirkişi kuruluna konuyu yukarıda açıklandığı biçimde yeniden inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek kusur raporları arasındaki çelişki giderilmek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan, 77.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen 04.02.2009 tarihli kusur raporunun hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre tarafların sair yönlere ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, davacı ile davalılardan …, … yararına takdir edilen 750.00 YTL. duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 22.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.