Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/15805 E. 2009/15901 K. 08.12.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/15805
KARAR NO : 2009/15901
KARAR TARİHİ : 08.12.2009

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 1.1.1996-1.12.2004 tarihleri arası tarım … sigortalısı olduğunun tespiti ile 5510 sayılı Yasa’dan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının tarımsal faaliyeti nedeniyle 01.01.1996 tarihi ile 01.12.2004 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa’ya tabi tarım … sigortalısı olduğunun tespiti ile 5510 sayılı Yasa’dan yararlandırılma hakkının saklı tutulması istemine ilişkindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının sattığı ürün bedelinden ilk … prim kesintisinin 21.10.1998 tarihinde yapıldığı, davacının 1.12.2004 tarihine kadar tespit talebinde bulunduğu, ancak Mahkemece kısa kararda talep gibi 1.11.1998 tarihinden 1.12.2004 tarihine kadar davacının tarım … sigortalısı olduğuna karar verildiği halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında 1.10.2003 tarihine kadar tespit kararı verildiği böylelikle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı görülmektedir.
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysaki, 31.7.2009 günlü oturumda tefhim edilen kısa karar ile, gerekçeli kararın çelişkili olduğu zaptın ve kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda, konuyla ilgili 10.4.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yerolmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.