Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/15424 E. 2010/11915 K. 02.12.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/15424
KARAR NO : 2010/11915
KARAR TARİHİ : 02.12.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 13.4.2006- 29.3.2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum Vekili ile … tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalıya ait işyerinde 13.04.2006-29.03.2008 tarihleri arasında geçen ve Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalıya ait işyerinde 13/04/2006-29/03/2008 tarihleri arasında 506 sayılı Yasaya tabii sigortalı niteliğinde sürekli olarak çalıştığının tespitine, 01/03/2008-29/03/2008 tarihleri arasında son ay çalışma süresi olan 29 günlük çalışmasının davalı Kuruma bildirilmediğinin tespitine, bu eksik günlerin sigortaya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388 ve 389.maddeleri uyarınca kararın hangi hususları içermesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.Buna göre, madde de sayılan hususlarla birlikte ,hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Ayrıca,verilen karar ile iki tarafa yüklenilen ve verilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmayacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır.
Somut olayda, iki ayrı davalı olduğu halde infazda tereddüt oluşturacak şekilde yargılama giderlerinin hangi davalıdan alınacağının belirtilmemesi ve davacının avukatı olmadığı halde davacı yararına avukatlık ücreti verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4.ve 5. bendinin silinmesine, yerine,4.bent olarak “4-Davacı tarafından yapılan 83,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan …’e yükletilmesine, 02.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.