YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/14753
KARAR NO : 2009/16976
KARAR TARİHİ : 24.12.2009
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, ödeme emrinin iptaline, prim, gecikme zammı ve faizinden dolayı borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 2005/11535 takip nolu dosyadan çıkarılan 57150 nolu ödeme emrinin iptali istemine, birleştirilen dava ise davacının 10.5.2005 tarihli 22874 nolu 10.5.2005 tarihinde tebliğ edilen haciz bildirisinden kaynaklanan bir borcu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece 57150 nolu ödeme emrindeki borcu nedeniyle davacının borçlu şirketin kendisinden olan alacağından 10.8.2005 tarihinde kesinti yapmakla haberdar olduğu davayı 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 13.12.2005 tarihinde açtığı gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline ilişkin davanın süreden reddine, 6183 sayılı Yasa gereğince 1.934,60 TL haksız çıkma tazminatının davacıdan alınmasına, birleşen davadaki haciz bildirisine konu alacakların bu davadaki ödeme emri ile istenen alacaklar arasında olması nedeniyle birleşen davanın derdestlikten reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacı Üniversitenin Diş Hekimliği Fakültesinin işlerini taahhüt eden borçlu Altınay Ltd.Şirketinin davalı Kuruma olan 2003/11037 takip nolu dosya ile takip edilen 2002 yılı 12.ay, 2003 yılı 7.,8.,9.ay, 2004 yılı 1.,5.,6.ay 52,000.00 TL prim borcu nedeniyle 10.5.2005 tarihli 22874 nolu haciz ihbarnamesinin davacıya 10.5.2005 tarihinde tebliğ edildiği, 2005/11535 takip nolu dosyadan 2004 yılı 10.,11.,12.,2005 yılı 1. ve 2. aylarına ilişkin pirim ve işsizlik pirimi borcu ile gecikme zammına ilişkin 25.11.2005 tarihli 57150 nolu ödeme emrinin 7.12.2005 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
6183 sayılı Yasa’nın 79.maddesinde haciz bildirisi tebliğ edilen Üçüncü şahsın, borcu olmadığını veya malın yerinde bulunmadığını veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiğini veya malın tüketildiğini ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorunda olduğu, üçüncü şahsın itiraz etmemesi halinde, malın elinde ve borcun zimmetinde sayılacağı ve hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı, herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahsın haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemede menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda olduğunu, bu kanun uyarınca kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açıp itirazında kısmen veya tamamen haksız çıkan üçüncü şahıs hakkında, menfi tespit davasının lehine
sonuçlanması veya asıl amme borçlusunun takip konusu amme alacağını tamamen ödemiş olması halinde, bu Kanunun 58. maddesinin 5. fıkrası hükmünün uygulanmayacağı, 58. maddesinde ise kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (iş mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabileceği bilgidirilmiştir.
6183 sayılı Yasa hükümleri kamu düzenine ilişkin olup şeklidir. 58. maddede ki Ödeme emrine itiraz süresi olan 7 günlük hakdüşürücü süre öğrenme ile değil ancak ödeme emrinin tebliği ile başlayacağından ödeme emri davacı tarafa 7.12.2005 tarihinde tebliğ edilip dava 13.12.2005 tarihinde 7 günlük hak düşürücü süre içinde açıldığından mahkemece davacının borçlu şirketin hak edişlerinden 10.8.2005 tarihinde kesinti yapılması nedeniyle takibi 10.8.2005 tarihinde öğrendiği 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın 13.12.2005 tarihinde açıldığı, gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Öte yandan süresi içinde itiraz edilmeyen haciz ihbarnamesine karşı bir yıl içinde açılabilecek menfi tespit davasına iş mahkemesi değil genel mahkemeler görevli olduğu ve ödeme emrine konu pirim alacağı ile haciz ihbarnamesine konu prim alacağının farklı dönemlere ilişkin olduğu halde mahkemece menfi tespit davası yönünden davaya genel mahkemelerde bakılacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu davanın derdestlikten reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; menfi tespit davasının tefrikine karar verilerek ayrı esasa kaydedilip davaya bakmaya genel mahkemeler görevli olduğundan, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar vermek, ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın süresi içinde açıldığının kabulüyle işin esasına girilmek suretiyle çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.