Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/14441 E. 2010/11236 K. 11.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/14441
KARAR NO : 2010/11236
KARAR TARİHİ : 11.11.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, ödenmeyen tedavi gideri yönünden Kurumun yaptığı itirazın iptaliyle, takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının davalı Kurum tarafından ödenmeyen tedavi gideri yönünden davalı Kuruma karşı yaptığı ilamsız takibe davalı Kurumun yaptığı itirazın iptali ile takibin devamı ve davalı Kurumdan icra-inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 108/c maddesi gereğince 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren aynı Yasanın 88/18. maddesinde, Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda yazılı tazminat ve cezaların Kurum hakkında uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyeceklerdir. Ancak, devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur.
Bu açıklamalar karşısında 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 88/18. maddesinin somut ihtilafa uygulanacağının kabulü gerekir.
Mahkemece icra-inkar tazminatı ile ilgili istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden karar bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 3 nolu bendinin çıkarılmasına, hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 11.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.