Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/14341 E. 2009/16679 K. 21.12.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/14341
KARAR NO : 2009/16679
KARAR TARİHİ : 21.12.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(İş)Mahkemesi

Davacı,20.4.1982-13.5.1994 tarihleri arası … sigortalısı olduğunun tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacının 20.04.1982-13.05.1994 tarihleri arasındaki … sigortalılığının geçerli olduğunun ve davacıya 01.08.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Davacının 20.04.1995 tarihli giriş bildirgesine istinaden vergi kaydı esas alınarak 20.04.1982 tarihinden itibaren zorunlu … sigortalılığına tescil edilerek girişinin yapıldığı, davacının 1.2.1981- 30.3.1982, 13.5.1994- 31.12.2004, 29.3.2002-29.12.2006 tarihleri arasında vergi, 18.7.1997 tarihi ve devamı şeklinde oda, 2.2.1998 ve devamı şeklinde sicil kaydının bulunduğu, davalı Kurumca davacının yaşlılık aylığı talep etmesi üzerine vergi, oda ve sicil kaydının bulunmadığı 20.4.1982- 12.5.1994 tarihleri arasındaki sigortalılığı iptal edilerek 13.5.1994 tarihinden sonraki dönem yönünden sigortalı olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Dosya içindeki 10.04.2006 tarihli prim döküm cetveline göre 1995 yılında bir adet ,1997 yılında sekiz adet, 1998 yılında bir adet, prim ödemesinin bulunduğu, 1997 yılı prim affından yararlandığı, 24 yıl 10 gün hizmeti karşılığı 24.884,76 TL prim borcunun bulunduğu, 09.08.2008 tarihli prim döküm cetvelinde ise yukarıdaki prim ödeme bilgilerine ilaveten 2008 yılında iki adet (toplam 22.167,00 TL) prim ödemesinin bulunduğu, 14 yıl 3 ay 18 gün sigortalılığı bulunduğu, 250,66 TL fazla prim ödemesinin olduğu, 5510 sayılı Kanun gereği borcunu bitirmiş olduğu, açıkça belirtilmiştir. Bu durumda 1997 affından yararlandırıp primleri topluca alınıp uzunca süre kullanılan davacıya …’lu olduğuna dair güvence verildikten sonra dava konusu dönemdeki …’luluğun iptali,Sosyal Güvenlik ilkeleri ve MK’nun 2. maddesinde ifadesini bulan iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığından Mahkemece 20.04.1982-13.05.1994 tarihleri arasındaki dönemde davacının …’lu sayılması doğrudur.Ancak yaşlılık aylığı şartlarının ne şekilde oluştuğu yeterince incelenmemiştir.1479 sayılı Kanunun 35. maddesinde yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için yazılı talepte bulunulması ve talepte bulunduğu tarihte prim ve her türlü borçlarını ödemiş olma şartı aranmaktadır. Davacının 29.08.2008 tarih 67885 varide nolu yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu tarihte ne kadar süre için prim ödediği gelen belgelerden açık değildir.Yaşlılık aylığının da yasal dayanağı belirtilmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş; davacının 20.04.1982-29.08.2008 tarihleri arasında …’lu kabul edilerek, ,1997 yılındaki şartlar çerçevesinde, 1997 yılından önceki primlerin 1997 yılındaki af kapsamında tamamının ödenip ödenmediği , tamamı ödenmedi ise ödenmeyen kısmın sonra ödenip ödenmediği, 29.08.2008 tarihine kadar olan prim borçlarının da 5510 sayılı Kanundan yararlandırılarak ödenip ödenmediği , kısmi ödemeler varsa ödenen primlerin ilgili yasaları çerçevesinde değerlendirilerek ne kadar sigortalılık süresini karşıladığı Kurumdan ayrıntılı olarak sorulması , yeterli bilgi alınamaması halinde gerekirse uzman bilirkişiden rapor alınmak sureti ile davacının talep tarihindeki primi ödenen sigortalılık süresini açıkça belirledikten sonra yaşlılık aylığı şartlarının oluşup oluşmadığı yasal dayanakları da belirtilmek sureti ile bir karar vermekten ibarettir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 21.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.