Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/13746 E. 2009/16690 K. 21.12.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/13746
KARAR NO : 2009/16690
KARAR TARİHİ : 21.12.2009

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan … ve … ile müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının işkazası sonucu beden güç kaybına uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Savunma hakkı Anayasa (m.36) ile güvence altına alınmış olup, HUMK.nun 73. maddesinde de ayrıca düzenlenmiştir. Hâkim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (HUMK mad. 73).Buna göre hâkim Anayasa ile güvence altına alınan ve HUMK’da da ayrıca düzenlenmiş bulunan iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafların duruşmaya çağırmak zorundadır. 7201 sayılı Tebligat Yasa’sının 1. maddesine göre de yargı organlarınca çıkarılacak tebligatların Tebligat yasası hükümlerine göre yapılması zorunludur.
Uyuşmazlık davanın ve duruşma gününün davalı …’a usulünce tebliğ edilip edilmediği, taraf teşkilinin yapılıp yapılmadığı giderek bu davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktasındadır.
Tebligat Kanununun 11.maddesine tebligatın tebligat yapılacak şahsın bilinen en son adresine yapılacağı bildirilmiş olup bu madde gereğince ancak Türk vatandaşlarına tebligat yapılabilir.Yabancı ülkede yaşayan tebligat yapılacak kişinin Türk vatandaşı veya yabancı uyruklu olması halinde Tebligat Kanununun 25.maddesi hükümlerine göre tebligat yapılır.
Muhatabının adreste bulunamaması halinde tebligatın ne şekilde yapılması gerektiği Tebligat yasasının 20 ve 21. maddeleri ile Tüzüğün 28. maddesinde düzenlenmiştir. Tebligat Yasa’sının 20–21 ve özellikle Tüzüğün 28. maddesi uyarınca muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan her biri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek, beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir. Gösterilen şekil geçerlilik koşuludur.(Y.H.G.K.nun29.12.1993 gün 1993/18-778-876; 02.06.1999 gün ve 1999/18-480-486, 25.01.2006 gün 2005/2-772E, sayılı kararları) .Davalılardan …’a dava dilekçesi “….., Daire 4, Emirgan, İstanbul” adresinde ” birlikte sakin yengesi Ümmühan Satır’a,” 20.5.1997 tarihinde, ek dava dilekçesi aynı adreste 14.6.2005 tarihinde tebligat Kanununun 21.maddesine göre, ıslah dilekçesi 18.5.2005 tarihinde aynı adreste” birlikte sakin yeğeni Ömer Güven’e “,mahkeme kararı 22.1.2009 tarihinde aynı adreste Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş, Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilen ek dava dilekçesine ilişkin tebligat parçasında tebligat muhatabının ne sebeple adreste bulunmadığının tevsik edilmediği anlaşılmaktadır.
Davalı … vekili davalının 22.2.1989 tarihinden beri İsveçte oturduğunu ve İsveç Vatandaşı olduğunu bildirerek İsveç Merci tarafından tanzim edilen belgenin türkçe çevirisini ibraz etmiş ve bu davalının davadan haberdar olmadığını, tebligatların yapıldığı adreste oturmadığını, Türkiye’de ki umumi vekiline noterden verdiği 12.11.2004 tarihli vekaletnamedeki adresinin “Boyacı-çeşme, Yunusağa Sokak, No:11/22 Emirgan, İstanbul” olduğunu ileri sürmüş ayrıca karar aşamasından sonra yaptığı işlemler yönündende müvekkilinin icazet verdiğini bildirilmiştir.
Yapılacak iş; davalı …’ın Türk vatandaşlığının devam edip etmediğinin daha açık bir anlatımla aynı zamanda Türk vatandaşı olup olmadığını araştırmak, Türk vatandaşlığı devam ediyor ise tebligatın yapıldığı adresin bağlı bulunduğu Reşitpaşa Mahallesi Muhtarlığından davalı …’ın “….. Emirgan, istanbul” adresinde 20.5.1997 tarihinden itibaren ikametgah kaydının bulunup bulunmadığını varsa hangi tarihler arasında kayıtlı olduğunu sormak, bu davalının Türkiyede ki ikametgah adresinin tebliğatların yapıldığı adres olduğunun anlaşılması halinde dava ve ıslah dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğinin, birleşen ek dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğunun kabulüyle birleşen ek dava yönünden savunması alınıp bildirileceği deliller toplandıktan sonra çıkacak sonuca göre bir karar vermek, davalı …’ın Türk vatandaşlığının devam etmediğinin veya Türk vatandaşı olması halinde tebliğatların yapıldığı adreste ikametgahının bulunmadığının anlaşılması halinde ise tüm tebligatların usulsüz yapıldığının kabulüyle bu davalının dava, ıslah ve birleşen ek dava yönünden savunması alınarak bildireceği deliller toplanıp, davalı … avukat tuttuğundan Tebligat Kanununun ll.maddesi gereğince bundan böyle tebliğatların avukatına yapılarak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin davalı tarafın yokluğunda yargılama yapılarak savunma hakkının kısıtlanması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı …’ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı …’ın diğer, davalı …’ın tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 17.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.