Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/13463 E. 2010/11830 K. 30.11.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/13463
KARAR NO : 2010/11830
KARAR TARİHİ : 30.11.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası nedeniyle beden güç kaybına uğrayan davacının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Davacının iş kazası sonucu % 17 oranında sürekli göremezliğe uğradığı olayda davacının % 10, davalı işverenin % 90 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına 20.000,00 TL. manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 50.000,00 TL’sına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine,
“1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 1.000,00 TL maddi 20.000,00 TL manevi tazminatın 21.12.2005 olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, maddi tazminattan fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, manevi tazminattan fazla talebin reddine,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 575,00 TL avukatlık ücreti ile, manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 2.400,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aynı Tarife gereğince reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 2.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 583,60 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan takdiren 234,00 TL’sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Alınması gereken 1.134,00 TL. karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 688,50 TL. harcın düşümü ile bakiye 445,50 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan 688,50 TL. nisbi harç ile 14 TL. başvuru harcı olmak üzere toplam 702,50 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 30.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.