Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/12976 E. 2010/6966 K. 15.06.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/12976
KARAR NO : 2010/6966
KARAR TARİHİ : 15.06.2010

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R

1-Dosyadaki delillerle karardaki gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Uyuşmazlık iş kazası sonucu ölen sigortalıdan dolayı hak sahibi davacıların eş … için 25.000.00 TL, çocuklar … ve … için ayrı ayrı 15.000.00’er TL manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar murisinin iş kazası sonucu ile ilgili uğradığı olayda murisin % 30 davalı işveren tarafın % 70 oranında kusurlu olduğu olayda davacıların davalı kusuruna dayandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı eş yararına 13.000.00TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 18.000,00 TL’sına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının tümüyle silinerek yerine,
“1-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, davacı eş … için 13.000.00 TL., Çocuklar …, … için ayrı ayrı 9.000.00 er TL. manevi tazminatın olay tarihi olan 04.10.1999 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 1.674,00 TL karar ve ilâm harcından peşin alınan 742,50 TL harcın düşümüyle kalan 931,50 TL harcın davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan davacı eş için 1.560,00 TL, çocukların herbiri için ayrı ayrı 1080.00 TL avukatlık ücretinin müştereken ve müteselsilen davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan çocuklar için ayrı ayrı 720.00 er TL., eş için 1.440.00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınıp davalılara eşit olarak ödenmesine
5- Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 742.50 TL nispi harç, 15.60 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 758.10 TL harç giderinin davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine
Davacı tarafından yapılan toplam 35.60 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan takdiren 25.00 TL’ sının davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine , kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, ” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 15.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.