Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/12457 E. 2010/9679 K. 11.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/12457
KARAR NO : 2010/9679
KARAR TARİHİ : 11.10.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı , davalılardan işverene ait spor kulübünde profesyonel futbolcu olarak 1985-1988 tarihleri arasında geçen ve Kurum’a bildirilmeyen çalışmalarının tesbitiyle, üç ayrı sicilde geçen sigortalılıklarının birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının davalı işverene ait spor kulubü işyerinde profesyonel futbolcu olarak 1985-1988 tarihleri arasında kesintisiz olarak geçen, davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davalı işverene ait işyerinde 24.10.1985-31.05.1988 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının davalı işverence …nolu sicil nolu iş yerinden herhangi bir çalışmasının bildirilmediği, işyerinden 24.10.1985 ve 01.07.1986 tarihli işe giriş bildirgelerinin Kuruma verildiği Fedarasyonla yapılan sözleşmelerden 18.10.1985-20.06.1986 ve 26.10.1987-31.05.1988 tarihleri arasında davacının anılan işyerinde futbolcu olarak çalışmasına ilişkin sözleşme düzenlendiği görülmekle birlikte işyerinden Kuruma verilen dönem bodroları istenmediği gibi kayıtlı tanık beyanları da alınmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan ve dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan tanıklar kayıtlı tanıklar olmadığı gibi dosyaya ekli İstanbul 8. İş Mahkemesine ait 2008/398 Esas ,2009/198 Karar sayılı ilam örneğinde de davacının 01.10.1985-20.06.1986 tarihleri arasında Sarıyer Spor Kulubünde de çalıştığının tespitine dair karar verildiği bu yönü ile de çakışma yaratacak şekilde neden ve dayanakları gösterilmeden hüküm kurulduğu açık olup hükmün eksik incelemeye dayalı olduğu ortadadır.
Yapılacak iş; öncelikle davalı işveren tarafından düzenlenmiş ücret ödeme bordroları ve puantaj cetvellerini yeniden araştırmak,işyeri dönem bodrolarını Kurumdan isteyip dönem bordrolarından resen seçilecek davacı ile aynı işyerinde çalışan kayıtlı tanıkların çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.