Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/12423 E. 2010/9717 K. 11.10.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/12423
KARAR NO : 2010/9717
KARAR TARİHİ : 11.10.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10.12.1987-01.02.2004 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tespitine ve işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum, …Kauçuk İnş. San. Ltd. Şti. Vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Davacı, davalılara ait işyerinde 10.12.1987-1.2.2004 tarihleri arasında geçen ve SGK(SSK)’na eksik bildirilen çalışmalarının tespiti ile işçilik alacaklarının ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının 15.3.1988-31.12.1993 ve 1.11.1995-1.2.2004 tarihleri arasında sürekli çalıştığının tesbitine, eksik bildirilen günlerin bildirilen sigortalı hizmetlerine eklenmesine,işçilik alacaklarının da kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde …Kauçuk San. Tic. Koll. Şti.20.11.2002 tarihinde nevi değiştirerek …Kauçuk İnş. ve Mal. Müh. Ev Eşyaları San. Tic. Ltd. Şti. ne dönüştüğünü belirterek her iki şirket ve ortaklarının müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek dava açmıştır.Mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadan kollektif şirket aleyhine de hüküm kurulmuştur.Taraf ehliyeti dava şartlarından olup kollektif şirketin limitet şirkete dönüşüp dönüşmediği yani kollektif şirketin tüzel kişiliğinin son bulup bulmadığı belirlenmeden kolektif şirket aleyhine hüküm kurulması hatalıdır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.

Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbit davasının ispatlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin belirlenmesinde güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer delillerle dahi sonuca gitmek mümkündür.
Somut olayda; davacının 1988-2004 tarihleri arasında 3 ayrı sicil numaralı işyerinden, 9 adet işe giriş, 7 adet işten çıkış ile kısmi olarak bildirim yapıldığı Kurum kayıtlarında açıktır. Ancak bu 3 ayrı sicil numaralı işyerlerinin davalılara ait olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Dosya içeriğine göre tüm döneme ait imzalı ücret bordrolarının getirilip getirilmediği belli olmadığından, imza incelemesi tüm imzalı ücret bordrolarını kapsayıp kapsamadığı, dinlenen tanıkların dava konusu yapılan tüm dönemde çalışan bordro tanığı olup olmadıkları da anlaşılamamaktadır. Öte yandan mahkemece davacının 15.3.1988 – 31.12.1993 ve 1.11.1995-1.2.2004 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verildiği halde hükme esas alınan hesap raporunda davacının 10.12.1987-1.2.2004 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının kabulüyle hesaplama yapılmıştır.
Yapılacak iş,öncelikle kollektif şirketin limitet şirkete dönüşüp dönüşmediği araştırıp taraf ehliyeti belirlendikten sonra, davacının tesbitini istediği eksik incelemeye konu olan 10.12.1987-1.2.2004 tarihleri arasındaki sürelerle ilgili olarak Çalışma Bakanlığı müfettişleri tarafından yapılan teftişlerde işyerinde çalıştığı belirlenen kişilerin isimleri ve teftiş tarihleri de gözetilerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.02.2003 ve 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi işe giriş bildirgelerindeki imzaların sigortalıya ait olduğu anlaşılan dönemlerin bitiminden itibaren davacının çıkış ve tekrar giriş tarihleri arasındaki her döneme ilişkin istemi ayrı ayrı 5 yıllık hak düşürücü süre yönünden değerlendirip, hak düşürücü sürenin dolmuş olan dönemler için istemi ret etmek, hak düşürücü sürenin dolmadığı ve işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacıya ait olmadığı dönemler ile işe giriş – çıkış arası kısmi bildirim yapılan dönemlerle ilgili olarak imzalı ücret bordrolarını istemek, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordosundaki süreler kadar, imzalı ücret bordroları bulunmayan sürelerde işverenin kayıtlarına geçmiş bu dönemin tamamında çalışan bordro tanıkları, bulunamadığında bu dönemler için iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken, işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları veya işverenleri gibi kişilerin davacı çalışmasına ilişkin bilgilerine başvurmak,çalışma süreleri, hangi işveren yanında ne kadar süre ile çalıştığı şüpheye mahal bırakmayacak biçimde belirlendikten sonra belirlenen bu süreler ile dava konusu dönem içinde Kurum kayıtlarında çalışıldığı görülen süreler göz önüne alınarak işçilik alacaklarını belirlemek ve tüm deliller bir arada değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı, davalı SGK ve davalı … İnş. ve Mal. Müh. Ev Eşyaları San. Tic. Ltd. Şti.’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre işçilik alacaklarına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacı ile temyiz eden davalı işverene iadesine, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.