Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/12104 E. 2010/9195 K. 28.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/12104
KARAR NO : 2010/9195
KARAR TARİHİ : 28.09.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, 15.07.1978-30.04.1992 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa sigortalısı olduğunun tespitine, prim borcu olmadığına, 09.07.2000 tarihi itibariyle SSK.’dan yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 15.7.1978-30.4.1992 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasaya tabi … sigortalısı olduğunun, 30.4.1992 tarihinden sonra prim borcu bulunmadığının tespiti ile 9.7.2000 tarihi itibariyle SSK’dan yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının … sigortalılığının 19.7.1978-30.4.1992 tarihleri arası dönem olarak tespit ve tesciline, 30.4.1992 tarihinden sonra kurum tarafından bir borç çıkartılmış ise ; bundan sorumlu olamayacağı ve yalnızca sorumlu olacağı miktarın 19.7.1978-30.4.1992 tarihleri arası dönemi kapsayacağından bu dönem için kurumca çıkartılacak borçtan ve gecikme zammından sorumlu tutulacağı ancak kurumca bu dönemle ilgili bildirilmediğinden davacının prim borç miktarından sorumlu olmadığına, emeklilikle ilgili talebin ise … ile ilgili bu muarazanın çözümlenmesinden sonra değerlendirilmesi mümkün bulunduğundan bu konuda bir hüküm kurulmasının gerekmediğine, fazlaya ait talebin reddine karar verilmiştir.
Gerçekten davacının 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalılık süresinin 19.7.1978-30.4.1992 tarihleri arası dönem olarak tespitine karar verilmesi doğrudur. Ancak emeklilikle ilgili talebin ise … ile ilgili muarazanın çözümlenmesinden sonra değerlendirilmesi mümkün bulunduğundan bu konuda bir hüküm kurulmasının gerekmediğine şeklinde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Hükümler davayı esastan çözümleyen taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai kararladır. Hüküm ile taraflar arasındaki uyuşmazlık sona erer.
Yapılacak iş; davacının tahsis talep tarihi itibariyle emeklilik aylığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin yasal koşulların somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğini tüm unsurlarıyla birlikte araştırıp, prim borcu var ise, gerekirse prim borçlarını ödemesi için davacıya önel vererek, anılan borcunu ödeyip ödememesi durumuna göre, tahsis koşullarını değerlendirdikten sonra, yaşlılık aylığı talebi hakkında açık ve tereddüde yer bırakmayacak şekilde karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın taraflar arasındaki yaşlılık aylığı konusundaki ihtilaf çözümlenmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.