Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/11690 E. 2010/9204 K. 30.09.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/11690
KARAR NO : 2010/9204
KARAR TARİHİ : 30.09.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalı işveren nezdinde 1.2.1993- 1.4.2003 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurumun tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 01.02.1993-01.04.2003 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığını belirterek, 01.02.1993-14.08.1993, 16.09.1995-31.10.1995, 01.09.1998-14.02.1999 ve 11.09.1999-01.04.2003 tarihleri arasındaki hizmetlerinin tesbitine ve bu sürelerin sigortalılık süresine eklenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı işyerinde 15.07.2002-01.04.2003 tarihleri arasında toplam 270 gün süre ile ve toplam 2.405,25 TL prime esas kazançla çalıştığının tesbitine, fazlaya ilişkin talebin hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalıya ait gazino işyerinden Kuruma 15.08.1993-15.09.1995, 01.11.1995-31.08.1998 ve 15.02.1999-10.09.1999 tarihleri arasında davacının hizmetlerinin bildirildiği, davalıya ait işyerinden 15.08.1993 ve 15.02.1999 tarihli işe giriş bildirgelerinin davacı adına verildiği, 01.10.1998-30.11.1998 tarihleri arasında dava dışı 11015558 sicil nolu işyerinden ve 26.04.2002-15.07.2002 tarihleri arasında dava dışı 11057086.10 sicil nolu (Turistik Gazino Süper-Vasfi-Faruk Yılmaz-Pişkin) işyerinden davacının çalışmalarının Kuruma bildirildiği, davalı tarafından Kuruma verilen dönem bordrolarının getirtildiği, davalı tarafından işyeri kayıtlarının ibraz edilmediği ve davacının 07.03.1977-07.11.1978 tarihleri arasında askerlik hizmetini yaptığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren geçici 7. maddesinde, bu Yasanın yürürlük tarihine kadar 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Yasa ile mülga 2926 sayılı, 5434 sayılı Yasalar ile 506 sayılı Yasa’nın geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Yasa hükümlerine göre değerlendirileceği yönündeki hükmün öngörülmüş olması ve genel olarak yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesidir. Anılan maddede, yönetmelikle tespit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere, yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda 5 yıllık hakdüşürücü süreden bahsedilemeyeceği açık-seçiktir. Somut olayda, davacı ile ilgili olarak 15.08.1993 ve 15.02.1999 tarihlerinde işe giriş bildirgelerinin verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, tesbiti istenilen ve mahkemece tesbitine karar verilen süreler dışında 16.09.1995-31.10.1995, 01.09.1998-30.09.1998 ve 11.09-1999-25.04.2002 tarihleri arasında da 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği ortadadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin özellikle davacının 16.09.1995-31.10.1995, 01.09.1998-30.09.1998, 11.09-1999-25.04.2002 ve 15.07.2002-01.04.2003 tarihleri arasında çalıştığının tesbitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.