YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/10779
KARAR NO : 2010/6958
KARAR TARİHİ : 15.06.2010
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin Almanyada çalışmaya başladığı l.l.l984 tarihi olduğunun tesbitiyle, yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının sigorta başlangıcının 01.01.1984 tarihi olarak kabulü ile 3201 sayılı Yasa kapsamında Sosyal Sigortalar Kurumu’na yaptığı borçlanma dikkate alınarak yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının sigorta başlangıç tarihinin 1.1.1984 tarihi olduğunun ve tahsis talep tarihi olan 1.1.1984 tarihini takip eden aybaşı olan 1.2.1984 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa’nın 81/C maddesine göre yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbitine karar verilmiştir.
Davacının 3201 sayılı Yasa kapsamında Almanya’da geçen 01.01.1984-31.12.1992, 01.04.1995-31.12.2005 tarihleri arasındaki 5076 çalışma gününe isabet eden çalışma süresini 3201 sayılı Yasa gereğince borçlanarak 20.076.05-TL borçlanma bedelini 19.08.2008 tarihinde, Sosyal Güvenlik Kurumuna ödeyerek borçlandığı, 2. tahsis talep tarihi olan 26.09.2008 tarihinde 5076 gün prim ödemesi bulunduğu konusunda ihtilaf yoktur.
Mahkemece sigorta başlangıcının 01.01.1984 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesi doğru ise de davacının 1.1.1984 tarihinde tahsis talebi bulunmadığı ve bu tarih itibariyle yaşlılık aylığı koşulları oluşmadığı halde davacıya 1.2.1984 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur.
506 sayılı Yasa’nın geçici 81/C-a maddesi, 23.05.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanabileceği kabul etmiştir. Yurt dışı hizmet borçlanmasının yapıldığı 11.03.2008 tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 60/A-b maddesi ise sigortalının yaşlılık aylığından yararlanabilmesi için kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması, 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün prim ödemesi gerektiğini kabul etmiştir.
Somut olayda davacı, 3201 sayılı Yasa kapsamında Almanya’da geçen 01.01.1984-31.12.1992 ve 01.04.1995-31.12.2005 tarihleri arasındaki 5076 çalışma gününe isabet eden 20.076.05 TL’yi Kuruma 19.08.2008 tarihinde ödemiştir. 4447 sayılı Yasa’nın 17. maddesi ile 506 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 81/C. maddesinin yürürlüğe girdiği 23.05.2002 tarihinde Türkiye’de Sosyal Sigortalar Kapsamında sigortalı olarak çalışması bulunmadığı gibi 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılmış bir borçlanma da bulunmamaktadır.
Mahkemece davacının yaşlılık aylığı bağlanma koşullarının 3201 sayılı Yasa kapsamında Kuruma borçlanmanın yapıldığı 11.03.2008 tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa’nın 60/A-b maddesine göre değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2009 gün ve E:2009/21-309, K:2009/322 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.