Yargıtay Kararı 21. Hukuk Dairesi 2009/10169 E. 2010/7810 K. 01.07.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 21. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2009/10169
KARAR NO : 2010/7810
KARAR TARİHİ : 01.07.2010

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Davacı, davalılardan işveren nezdinde 18.10.1992-30.11.2004 tarihleri arasında çalışmış olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 18.10.1992-30.11.2004 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı halde davalıya ait işyerinde geçen ve Kurum’a bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden,davacının 18.10.1992 tarihinde 40532 işyeri sicil numaralı … … unvanlı işyerinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgesinin 17.11.1992 tarihinde Kurum’a verildiği, 40532 nolu … … unvanlı işyerinin adi ortaklık iken 08.10.1998 tarihinde ltd. şti.olduğu,1048144 …Ltd.Şti.’nin deri konfeksiyon satış işyeri olup 25.06.1999 tarihinde kapsama alındığı,davacının 18.10.1992-15.03.1996 tarihleri arasında 40532 nolu işyerinden, 10.04.1996-01.08.1997 tarihleri arasında 22960 nolu işyerinden,01.12.1998-07.05.1999 tarihleri arasında 2445 nolu işyerinden,01.06.1999-30.11.2004 tarihleri arasında ise 48144 nolu işyerinden kısmi bildiriminin bulunduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda,mahkemece sadece 8144 işyeri sicil numaralı işyerine ait dönem bordroları getirtilmek suretiyle bu işyerinde kayıtlı çalışanların beyanlarına dayanılarak sonuca gidilmiştir. Davacının hizmet cetvelinde görünen 2960 ve 2445 işyeri sicil numaralı işyerlerinin kimin adına tescil edildiği araştırılmadan ve bu işyerlerine ait dönem bordroları getirtilmeden, bu işyerlerinde kayıtlı çalışanların veya komşu işyeri çalışanlarının beyanlarına başvurulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde kara verilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak, araştırmayı genişletmek suretiyle ile 2960 ve 2445 işyeri sicil numaralı işyerlerinin kimin adına tescil edildiğini araştırmak, aynı işverenlere ait olduğunun anlaşılması halinde bu işyerlerinde aynı dönemlerde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına, resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tesbit edip beyanlarına başvurmak,davacının davalıya ait işyerinde çalıştığı süreyi kuşkuya yer vermeyecek şekilde tesbit etmek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermektir.
Kabule göre de, davacı 01.06.1999 tarihinden itibaren 8144 işyeri sicil numaralı işyerinde çalıştığı halde, hüküm fıkrasında bu işyerindeki çalışmalarının gösterilmemesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.